RAMAZANIN SON HAFTASINA GİRDİK
Eski günlerdeki 11 ayın sultanı Ramazan'ı yazmak istiyordum bir türlü fırsat bulamıyordum.
Çocukluk yıllarımızda Seko Mahallesi'nde Ramazan coşkusu bir başka olurdu.
Ramazan gelmeden evlerde hazırlıklar yapılırdı, mahallede bir telaş olurdu, kadınlar arasında bu telaş daha çok belirgin olurdu, yemek çeşitleri tuzlu pastalar tatlılar sütlaçlar buna benzer tatlı ve yemek çeşitleri olurdu.
Biz çocuklar da imam ile birlikte caminin temizliğine destek verirdik.
Ve beklenen gün gelirdi, 11 ayın sultanı ramazan evlerimize bolluk ve bereketiyle gelirdi. iftar vakti komşulara tabakların biri gider biri gelirdi.
Komşuluklar çok güzeldi ve o komşuluklar hep mazide kaldı ve hatıralarda kaldı.
Dışarıdaki çocuklarla caminin minaresinin lambasının yanmasını ve müezzinin ezan okumasını ve topun atılmasını beklerdik.
Ezan okunduğu zaman koşarak eve doğru ezan okundu diye bağırırdık.
Burada dikkat çekmek istediğim bir konu da oruçlu olmayan komşularımız bile oruç tutan komşularına yemek getirir, ayrım gözetmezlerdi.
Ardından iftarlar açılmaya başlardı, Bu sefer de teravih namazı telaşı alırdı, camilerde yer kalmaz diye evlerden erken çıkılırdı. Biz çocukları da caminin avlusunda oyun........
© Günışığı Gazetesi
