SONUN BAŞLANGICI MI?
Bazen kendime şu soruyu soruyorum: “Sonun başlangıcını hazırlayan nesil biz
miyiz?”
Çünkü içimde bir yerlerde, çocuklarımızın, hatta torunlarımızın geleceği için büyük bir
vicdan yükü taşıyorum.
Bizden sonrakilere nasıl bir dünya bırakıyoruz? Yeşilden yoksun, suyunu kaybetmiş,
havası bozulmuş, sevgiyi unutan bir dünya mı?
İnsanoğlu, elindekinin değerini kaybettikten sonra anlayan bir varlık. Oysa bugün,
değerlerimizi kendi ellerimizle yok ediyoruz.
Sanki bir yarışın içindeyiz; daha çok tüketmek, daha çok sahip olmak, daha hızlı
yaşamak…
Ama hiç fark etmiyoruz: Bu yarışta kazanan yok.
Çünkü ödül, tükenmiş bir dünyanın enkazı.
Düşünsenize…
Bir zamanlar kuş cıvıltılarıyla uyanan şehirler, şimdi araba kornalarının, beton
gürültüsünün esiri.
Çocuklarımızın ayakları toprağa basmıyor, elleri çiçeğe değmiyor, gözleri gökyüzünde
yıldız göremiyor.
Onların çocukluklarını, bizden çok önceki nesillerin en sıradan anılarıyla
kıyasladığımızda, içimiz burkuluyor. Çünkü farkında olmadan geleceğin neşesini
çaldık.
Ve işin en acı tarafı şu:
Evrendeki değişim aslında bir görev gibi işliyor. Doğa kendi yasalarını işletiyor. Bizim
için çok yavaş gibi görünen o süreçler, aslında kainatın gözünde çok hızlı.
Unutmamak lazım........
© Günışığı Gazetesi
