PRENSES SENSİN BİR PRENSİ PRENSESLEŞTİRME!
Güçlü Kadın, Güçlü Kadınım, Güçlü Kadınlarız nidaları atıldı durdu, yazıldı, çizildi, sitemler edildi. Haklı mıyız, elbette haklıyız. Ama ince bir çizgi var. Çok ince bir çizgi. Tam o ince çizgi noktasında katılmadığım bazı şeyler var. Kariyer, donanım için uğraşı, gelişim, para kazanmak, aile ekonomisine katkı, yani kısaca şu ayakları üzerinde durmak deyiminin karşılığı olan her şey daha çok ‘’Güç’’ kısmına dahil olurken; Köyde de Hatçe Teyzenin sabahın ışığını görmeden hamurunu mayalaması, ineklerini sağması, tandır ekmeklerini boy boy dizip pişirmesi, tarlada çalışması ve öyle az buz değil bir düzine çocuk, kayınbaba kayınvalide, ve kendi Er’ine de yetebilmesi…
Bu da emek, bu da güç gayet tabii, herkesin her kulvarın gücü farklı farklı… Yaradan bahşetmiş ikram etmiş, nezaketi, kıvraklığı, esnekliği… Bu sebepledir, evet tam olarak o esneklik sebebiyledir hemen çat diye kırılmaması. Taşıması! Kalbinde taşıması, omzunda taşıması, rahminde taşıması… Hep taşıması! Ama şurada bir duralım! Bir kadının gücü ve güçlü oluşu; bir erkeğin koruyup kollayıcı, sahiplenici ve yaradılışı gereği hem bedenen hem ruhen güçlü olan bir erkeğin göreviyle yer değiştirmemeli.
Güçlü kadın olacağım derken prenslerinizi, bir prensese, krallarınızı bir kraliçeye dönüştürmeyin lütfen. Kadın Gücü; eğitimiyle, donanımıyla, bilgi ve kariyer heybesine kattıklarıyla, okuduklarıyla,........
© Günışığı Gazetesi
