menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TRAFİKTE DE İNSANIZ

24 8
09.09.2025

Elazığ insanı candandır; apartmanda komşusuna selam verir, sokakta ve caddede gördüğüne gülümser. Ancak ne gariptir ki, direksiyon başına geçtiğimizde aynı nezaketi çoğu zaman göstermiyoruz. Üstelik bu durum sadece Elazığ’a özgü değil; diğer illerimizde de tablo pek farklı değil. Gazi Caddesi’nde, Vali Fahri Bey’de ya da İstasyon’da gördüğümüz manzaralar çoğumuz için tanıdık: Sinyalsiz şerit değiştirenler, kırmızı ışıkta geçenler, yaya geçidinde durmayanlar, kuralları hiçe sayan sabırsız ve öfkeli sürücüler…

Bu hafta okullar açıldı. Tatil döneminde biraz daha sakin olan şehir içi trafiğimiz, öğrencilerin ve velilerin hareketliliğiyle birlikte doğal olarak yoğunlaştı. Üstelik Elazığ, kuruluşundan itibaren dar sokakları ve cadde yapısıyla bilinen bir şehir. Bu nedenle sabah ve akşam saatlerinde trafikte daha sabırlı, daha dikkatli ve daha anlayışlı olmamız şart. Aksi halde küçük dikkatsizlikler bile büyük kazalara sebep olabilir.

Peki, direksiyon başına geçtiğimizde neden psikolojimiz değişiyor?

Psikologlara göre bunun birkaç nedeni var. Her şeyin başında aldığımız eğitim geliyor. Çocukluktan itibaren bilinçli yaya ve bilinçli sürücü olma yönünde verilen eğitimler, trafikteki davranışlarımızı doğrudan etkiliyor. Bunun yanında, arabamız bize sanki bir zırh hissi veriyor. Karşı karşıya gelsek söylemeyeceğimiz sözleri kornaya yüklüyor, öfkemizi direksiyon başında dışa vuruyoruz. Bir yerlere yetişme telaşı ve zaman baskısı da sabrımızı tüketiyor. “Bir dakika gecikirsem dünya durur” zannediyoruz. Oysa kurallar bizi engellemek için değil, hayatımızı korumak için var.

Uymamız gereken bazı temel kurallar hepimizin malumu ama tekrar hatırlatmakta fayda var:

Kırmızı ışıkta durmak,

Yaya geçitlerinde yayaya yol vermek,

Şerit değiştirirken mutlaka sinyal kullanmak,

Takip mesafesine dikkat etmek,

Hız sınırlarını........

© Günışığı Gazetesi