menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İNSAN MUTLU OLABİLİR Mİ?

7 13
11.03.2025

Mutluluk, insanlık tarihinin en büyük arayışlarından biri. Filozoflardan psikologlara, sanatçılardan bilim insanlarına kadar herkes bu soruya bir cevap aradı: İnsan gerçekten mutlu olabilir mi?

İnsanın doğasında, hiçbir zaman tam olarak tatmin olmamak gibi bir özellik var. En temel ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra yeni arzular peşinde koşuyoruz. Bir ev alıyoruz, ardından daha büyüğünü istiyoruz. Daha büyüğünü alsak bir villa, villayı alsak boğaza nazır bir yalı… Bir başarı kazanıyoruz, ama hemen daha büyük bir hedef belirliyoruz. Hedeflerin çıtasını sürekli yükseltiyoruz. Günün birinde öyle bir noktaya ulaşıyor ki en nihayetinde o hedefe ulaşmamamız imkânsızlaşıyor. Yani bir nevi kendi elimizle kendi mutsuzluğumuzu inşa ediyoruz. Bu döngü, insanın hiç bitmeyen istekleriyle sınırlı gücü arasındaki savaşı sürekli hale getiriyor.

Modern çağ, bu açmazı daha da derinleştirdi. Geçmişte mutluluk, belki bir tas sıcak çorba, sağlam bir çatı ya da aileyle geçirilen huzurlu bir akşamken; bugün başarı, maddi güç, statü, sosyal medyada beğenilmek, marka gibi soyut ve sürekli değişen kavramlara dönüştü. İnsan, içsel huzurunu kaybederek, dışsal tatminlerle mutlu olmaya çalışıyor. Ancak dışarıdan gelen hiçbir övgü, hiçbir mal-mülk, insana kalıcı bir tatmin vermiyor. Çünkü yeni arzular, eskilerinin yerine geçmekte gecikmiyor.

Psikoloji bize, mutluluğun anlık hazlardan değil, daha derin bir anlam bulmaktan geçtiğini söylüyor. Psikolojiye göre mutluluk, içsel ve dışsal olmak üzere ikiye ayrılır. İçsel mutluluk, bireyin kendini gerçekleştirmesi, değerleriyle uyum içinde yaşaması ve anlam duygusu bulmasıyla ilgilidir. Bu tür mutluluk daha kalıcıdır ve bireyin iç dünyasına dayanır. Dışsal mutluluk ise maddi kazançlar, statü, başarı gibi dış faktörlerle beslenen, ancak uzun vadede sürdürülebilir olmayan bir mutluluk türüdür. Viktor Frankl, insanın en büyük arayışının mutluluk değil, anlam olduğunu savunur. Çünkü anlamı bulan insan, hayatın zorluklarına rağmen tatmin hissine ulaşabilir. Frankl şöyle der: "Mutluluk aranmaz, ortaya çıkar.........

© Günışığı Gazetesi