ŞEHİDİN BABASI
FETO’cuların, APO’cuların bil umum satılmış vatan hainlerinin cirit attığı ülkemizde at izinin it izine karışması anormal bir durum.
Çünkü elli bin kişinin katili terörist başı, polis, öğretmen, asker ve bebek katili bir caninin “Sayın ve beyefendi ” diye hitap edildiği ve bu caninin taraftarlarının meclis koridorlarında kapıdan karşılandığını üzülerek ve dahi kahrolarak görüyoruz.
Yine dün terörle iltisaklı olduğu söylenenlerin bu gün akil adam olduklarını ve kahraman gibi karşılandıklarına şahit oluyor, “Nereden nereye” demekten kendimizi alamıyoruz.
Kimin hain, kimin zalim, kimin milliyetçi kimin gayrı milli olduğuna şaşırıp kalıyoruz.
İşte böyle bir durumda “Yarın ne yazayım?” Düşüncesiyle yazı arşivimi karıştırdım.
Yıllar önce Emekli Vali ve Şair değerli dostum cennet mekân rahmetli Rıza Akdemir’in kendisini de tanımama vesile olan ve uzunca bir zarf içerisinde bana gönderdiği “Şehidin Babası” başlıklı o muhteşem şiiri gözüme çarptı.
“Gün bu gündür, gün şehitler günüdür “
Diyerek hem bu muhteşem şiiri yazan cennetmekân Rıza Akdemir’in hem de her gün yüreğimizi dağlatan şehitlerimizin aziz hatıralarına armağan etmek üzere bu şiiri siz değerli okurlarıma sunuyorum.
Sizler bu şiiri okuduğunuzda şehitlik mertebesinin ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha anlayacaksınız.
Umarım ve dilerim ki bu şiirin yazarı ile birlikte gelmiş geçmiş bütün şehitlerimizin mübarek ruhlarına bir Fatiha okur, onları rahmet, minnet ve şükranla yâd edersiniz.
Bu şehitler diyarında şehit aslanlarımızı doğuran analar kadar elleri öpülecek babalarımızda vardır. İşte biz bu gün eli öpülesi bir babanın gerçek hayat hikâyesini öğreneceğiz.
ŞEHİDİN BABASI
Bir subay arkadaşım vardı birkaç yıl önce,
Beni arar bulurdu Ankara’ya gelince.
İçi dışı aydınlık sözü demirden sağlam,
Kalbi vatan aşkıyla çarpan yiğit bir adam.
Ankara’ya uğrardı ayrılınca izine,
Bana telefon etti, buluştuk bir gün yine.
Hiç unutmam serin bir akşamıydı Temmuzun,
Bir bahçede oturup dertleştik uzun........
© Günışığı Gazetesi
