FIRAT ÜNİVERSİTESİ’NİN HAYATIMIZDAKİ YERİ
Bir Hadisi şerifte “İlim Çin'de de olsa ona talip olun. Çünkü ilim her Müslümana farzdır.” Denilmektedir.
Biz de yani Elazığlılar ilim için ilmin bize getirdiği sağlık için Çin’e gitme imkânımız olmasa da zor koşullar altında derdimizin çaresi için Ankara’ya, İstanbul’a veya başka bir şehirlere gidiyorduk. Ta ki kuruluşunun 50. Yılını kutladığımız 1975 yılına kadar.
1975 yılında Fırat Üniversite eğitim ve öğretime başladı.
Eğitim ve öğretimin yanında Fırat Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesin hizmete geçti.
Şehrimizin ufku açıldı.
Artık çocuklarımız zor şartlar altında büyük şehirlerdeki üniversitelere gitme yerine kapısı önündeki bir üniversitede okuma imkanına kavuştular.
1975 yılına kadar hastalarımız çok zor koşullarla Ankara ve İstanbul gibi şehirler olmak üzere başka şehirlere gidiyordu.
Peki, hastalarımızı bu şehirlere götürebilmek için imkânımız var mıydı?
Tabii ki yoktu.
1971 doğumlu oğlum bir menenjit hastalığı geçirdi. Günler sonra onun duymadığını anladık. Şehrimizde kulak burun boğaz doktoru olan Remzi Yüksel’e götürdük.
Remzi Yüksel bizi Ankara Hacettepe Hastanesine sevk etti.
Eşimle beraber battaniyemizi aldık, bavulumuzu hazırladık çok kıt imkânlar içerisinde Ankara’nın yolunu tuttuk.
Ankara Hacettepe’de oğlumu muayene eden doktur “Orta kulağın tamimiyle harap olduğunu bu nedenle duyma özelliğini kaybettiğini söylediğinde Ankara sokaklarında........
© Günışığı Gazetesi
