Yanılmıyorsam yıllar önce bir dergide Aziz Nesin’in (Hani “Bu milletin % 60’ı aptaldır diyen Aziz Nesin’in) “Deprem Vaaar” başlıklı bir yazısını okumuştum.
Oldukça düşündürücü ve enteresan bir yazıydı.
Tıpkı günümüzdeki deprem gerçeği ve depreme karşı aldığımız tedbirler gibi, yarı şaka yarı ciddi tedbirler.
Depremlerde yer gök sallanıyor ama biz insanlar o yer gökten daha çok sallıyoruz.

Her türlü tedbiri aldık diyoruz.
Kızılay’ın deprem çadırlarını satıyoruz.
“Hepimiz din kardeşiyiz” diyoruz din kardeşlerimizi bir kaşık suda boğmaya çalışıyoruz.

Bilindiği gibi ülkemiz deprem kuşağında yer alıyor.
Bu yüzden depremle iç içe, göz gözeyiz,
Her an bir deprem olacakmış korkusunu içimizden bir türlü atamadık. Oturduğumuz koltuğa bir el değse korkuyoruz.
Bu deprem dediğimiz tabii afet yalnız bizde değil bütün dünyanın kaderinde var.
7.7 ve 7. 6 şiddetindeki bir depremde 52 bin can kaybımız oluyor.
Aynı şiddet deki bir depremde Japonya’da ya 9 ya da 10 kişi ölüyor.
Neden Acaba?
Japonya ve diğer kalkınmış ülkelerde bu konuda verilen soru önergeleri hükümet tarafından reddedilmiyor.
Düşünülüyor, araştırılıyor, gereği yapılıyor.
Bu ülkelerde iki senede bir imar affı çıkartılmıyor.
Asla ve asla kaçak kata müsaade edilmiyor.
Zemini çürük yerlere dere yataklarına, fay hattının geçtiği hiçbir yere yapı ruhsatı........

© Günışığı Gazetesi