BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDER
Emeklilerin, çalışanların, asgari ücretlilerin dört gözle beklediği temmuz ayı nihayet geldi.
Bu kesimler bu mübarek ayı sabırsızlıkla bekliyorlardı.
Temmuz ayı gelecek aldıkları üç kuruş maaşlara zam verilecek onlarca çoluk çocuğuyla ayda bir de olsa et yiyecek, meyve yiyecek, faturalarını ödeyecek yani birazcık da olsa insanca bir hayat süreceklerdi.
Semt pazarlarında meyve sebze atıkları toplamayacak ucuza bir kilo et alabilmek için gece yarısı kuyruklara girmeyeceklerdi.
Ne oldu?
TÜİK denilen yalan makinesi enflasyonu düşük göstererek bu kesimlerin maaşlarına cumhuriyet tarihinin en düşük zammını verdiler.
İktidara kızdım mı?
Hayır…
Çünkü düzen böyle onun için böyle gelmiş böyle gider.
Nisan 1967 senesinde 420 lira maaşla göreve başladım. O zamanda devlet memurlarının aldıkları maaşlar şimdiki gibi olmasa da yine düşüktü. Ama o zamanlar gökten sağanak halinde zamlar yağmıyordu.
Baba dediğimiz Demirel geldi memurların maaşları için “Vadı da vermedik mi?” dedi.
Özal geldi papatyalara, damatlara, kızlara davulculara bol keseden dağıtırken oda babanın izinden gitti memurlar sefaletlerine devam etti.
1991 de Mesut Yılmaz geldi. İşçilere % 142 zam verirken memurlara “0” zam vermekle yetindi. İşçi memur maaşları arasında büyük bir uçurum oldu.
Söylentiye göre karayolları........
© Günışığı Gazetesi
