SON DÖNEMDE NELER YAŞADIK VE SONRASINDA NELER YAŞAYACAĞIZ -1-
Zaman; geri dönüşü olmayan, yitirilmeye görsün geri dönüşü hiç mi hiç mümkün olmayan hazineler içerisinde en kıymetli bir hazinedir. Güzel ve anlamlı olan bu değerli hazineyi yerinde ve zamanında olmakla beraber anlamlı değerlendirmektir.
Peki;
Bu mümkün mü?
Hayır.
En azından bizce…
Niçin?
Çünkü ne zaman ne yapacağınızı kestiremiyorsunuz da ondan. Bir program dahilinde çalışıyor veya yapmış olduğunuz ve olacağınız bir programınız olsa da ilahi takdir gereği mümkün olmuyor.
Zaman, yaşam itibariyle dönem dönemdir.
Her şey aynı dönemde yaşanmaz ve yaşanması mümkünde değil.
O nedenle öncesinde yaşayıp da geçirdiğiniz veya içinde bulunduğunuz ve bir süre yaşadığınız dönem vardır, birde sonrasında yaşayacağınız bir dönem vardır.
Söz konusu bu dönemler farklılıklarıyla döner durur bir döndü halinde.
İşte;
Biz de bu hafta bugün, geçirdiğimiz son dönemde yaşadıklarımız ile içinde bulunduğumuz ve bir süre yaşayacağımız bu dönemde neler yaşayacağımız ile tahmini de olsa neler yaşayabileceğimizi ele alıp değerlendirelim istedik.
Evet;
İçerisinde bulunduğumuz 2025 Yılı’nın başlangıcı olan Ocak Ayı’ n dan bu yana, yani bugüne kadar tarihsel, siyasal, ilahi ve beşeri anlamda kültürel ve de İslam Dini ile şereflendiği günden bugüne kadar İslam’ın bayraktarlığını üstlenmiş,
Canı pahasına milli ve manevi değerler noktasında büyük mücadeleler verip bu uğurda taviz vermeyen ve tüm unsurlarıyla bir bütün olan Aziz Türk Milleti olarak,
Hoşnut olduğumuz bir takım gelişmelerle beraber hoşnut olmadığımız, hatta hiç mi hiç hoşnut olmadığımız bir takım gelişmeler yaşadık hem ferdi olarak hem ülke olarak hem İslam topluluğu ve hem de Türk Dünyası olarak.
Ferdi olarak yaşadığımızı ele alacak olursak eğer;
Sadece nefsimizle veya aile olarak değil,
Çevremizde olmakla beraber şahsımız olarak da ruhi zenginliği ve dünya görüşü sebebiyle çok sevip saymamızdan öte topluma ve mensubu olduğu milletine karşı üretici ruhuyla meydana getirdiği eserleri ve hoş sohbeti ile takdire şayan olmuş bir kıymetliyi, eğitimci-araştırmacı-siyasetçi yönleri ağır basan bir edebi şahsiyeti, şahsımda ayrı bir yeri bulunan Nevzat Ülger ağabeyimi kaybetmenin,
Yine şahsımda ayrı bir yeri olan ve merhum babamın emmisi oğlu olmasına rağmen şahsımı emmioğlu olarak görüp o şekilde hitap eden ağabeyim, maddi ve manevi noktada derttaşım, sırdaşım Selman Aksoy Ağabeyimi kaybetmenin acısını ve üzüntüsünü,
Milli ve manevi değerlerine bağlı, manevi yaşam noktasında birçoklarına örnek teşkil eden ve kimi zamanda şahsım olarak sabrını örnek aldığım aile ferdimiz oğlum Evren Aksoy’un yaşadığı bir rahatsızlık sonucu yaradan Yüce Allah ın Hak’ ka muhalefet edip Hak’ kı inkar eden, nefsini yenemeyip kin ve nefretini kusmaktan vazgeçmeyenlere inat üçüncü kez Altın Tepsiye konulup bize bağışlandığı mutluluğunu ve hazzını yaşadık.
Bu sebeple Allah’a sınırsız Hamd ve Şükürler olsun.
Ülke olarak yaşadıklarımız; Kış ayının beklenmedik bir şekilde kimi zaman yaz mevsimini kimi zaman da kışlığını gösterircesine sert........
© Günışığı Gazetesi
