BİR ÇAĞRIMIZ VAR
Her insanın, inanmış veya inanmamış her insanın, hatta ve hatta inançta son derece samimi insanların zaman içerisinde görmek ve yaşamakla beraber yaşanmasını arzu ettiği gelişmelerin yaşanması adına doğal olarak çağrısı olabiliyor.
Olmalıdır da... Tabii ki insanca, insani değerler adına isyana gitmeden, toplum huzur ve güvenini sarsıcı olmadan…
Zalimin zulmüne karşı,
Zalimin; bize göre ister inanmış olsun ister inanmamış olsun hele de inanmış masum ve mazlum insanlara karşı uyguladığı insanlık dışı işkence, yaşattığı sıkıntı ve uyguladığı soykırıma karşı bir çağrısı,
Yeter! Yeter! Artık dercesine, dayanma tahammülü aşarcasına bir çağrısı olabilir.
İşte bu noktada bizimde bir çağrımız var.
Kim ve kimler için?
Dünya’da var olan cümle mağdur ve mazlum insanlar ve insanlık için. Dünya Müslüman’ları için. Özellikle yıllar önce çok yıllar önce Uyuyan Dev diye ifade ettiğimiz ÇİN’ in zulmü, yaşattığı mağduriyet ve uyguladığı soykırımdan dolayı yok olmaya çalışılan DOĞU TÜRKİSTAN için.
Tabi ki Filistin ve Lübnan için.
Yokmuşlar gibi yok sayılırcasına yaşadıkları sıkıntıları, uygulanan zulüm ve soykırımları görmezden ve duymazdan gelinen, lal olmuş dillerce konuşulmayan Balkanlar-Batı Trakya-Irak ve Suriye Türkmenleri-K.K.T.C.-Libya-Çeçenistan-Afrika ve daha nice dünya Müslüman’ları için.
Malum olduğu üzere dünyada var olup yaşanan, özellikle Müslüman’lar üzerinde uygulanarak yaşanan zulmü yaşatanlara Dur! Dur! Yeter! Dur! artık çağrısı.
Kime, kimlere?
Çağrımız; Müslümanlar üzerinde olmadık sıkıntılar ve zulüm yaşatan ve soykırım uygulayanlara olduğu gibi bunlara karşı özellikle de yukarıda ifade ettiğimiz üzere sesleri duyulmayan ve duyurulmayan mazlum insanların seslerini duyması ve duyurmaları gerekenleredir.
Sanki, Filistin ve Lübnan’ dan başka Müslüman ülke ve buralarda masum ve mağdurların dışında başka Müslüman ülke ve bu ülkelerde masum ve mağdur olmaktan öte soykırıma uğrayan insanlar yokmuş gibi gözleri körelmişçesine görmezden ve kulakları tıkanmışçasına duymazdan, kalpleri kararmışçasına duyarsızlaşan Sivil Toplum Kuruluşlarına’ dır.
Özellikle de Ümmeti Muhammed sözünü ağızlarından düşürmeyip birçok Müslüman ülkeyi olmakla beraber bu ülkelerde zulüm gören ve soykırıma uğrayan Müslümanları görmezden gelen Müslüman geçinenlere,
Mübarek gün ve gece olmakla beraber Cuma günleri verilen Vaaz ve okunan Hutbe sonrası yapılan dualarda söz konusu unutulan ve varlıkları yok sayılırcasına umursanmayan birçok Müslüman Ülke ve bu ülkelerde yaşayan Müslümanlara duada bulunmayan (Bulunanları tenzih ederek) İmam ve Vaizlerimize,
Ve de görevlilere bu noktada da duada bulunun, cemaatten dua talebiniz olsun, Müslüman ve Müslüman ülke ayrımına fırsat vermeyin demesi gereken Diyanet İşleri Başkanımıza- İl ve İlçe Müftülerimizedir.
Sonuç olarak diyoruz ki Gelin;
Filistin ve Lübnan’la beraber........
© Günışığı Gazetesi
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)