menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BİR ÇAĞRIMIZ VAR-3-

7 1
yesterday

İnsan, insan bu..

İnsanın olduğu yerde, hele de yanlış insanların doğru insanlara güven verip doğru insanları yanlış yönlendirenlerin olduğu yerde doğrular kadar olmasa da yanlışlar var ve yaşanmaktadır.

Geçmişte olmuş, günümüzde var ve gelecekte de var olacaktır. Bu kaçınılmaz bir gerçek.

Bunun sebebi hikmetinin inanç yoksunluğundan kaynaklı olduğunu demek pek doğru olmaz. Ancak, buna inanç zafiyetinden kaynaklı olduğunu diyebiliriz. İnanç noktasında her insan bir değildir.

Önemli olan yanlışların doğrulardan fazla olmaması ve geçmişte yaşanan yanlışlardan dersler çıkararak doğruların her geçen gün çıta yapıp toplum yararına hizmetlerin devamının sağlanmasıdır.

Geçen hafta ve ondan iki hafta önce kaleme aldığımız Bir Çağrımız Var 1 ve 2 başlıklı yazı

mız da olduğu gibi bu hafta bugün de yine toplum mühendisliği ve tercümanlığının verdiği sorumluluk gereği toplumun, toplumsal sorunların üzerine gidilerek halledilmesi noktasında ki çağrılarını dile getirelim istedik.

Geçen hafta ki yazımıza; Büyüklerin, yürekleri insanın yaratılış mayası olan sevgi dolu büyük insanların sarf ettikleri sözler bir başka güzel bir başka anlamlı aşağıda değerlendirdiğimiz söz gibi. Hani demiş ya; şiir ustası, büyük insan merhum N. Fazıl Kısakürek ‘İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya; diye..Evet; insan bu kıvrım kıvrım akan bir su misalidir. Ne zaman ne yapacağı, akarını nasıl oluşturacağını ve neler isteyip de bu isteğini bir çağrı ile dile getireceğini kestiremezsiniz. İnsanoğlu bu kiminin çağrısı olumlu ve yerinde kiminin çağrısı da olumsuz ve yersizdir. Çağrının toplumsal ve toplum yararına olanı makbul olandır. İnsanı, insanları, hele de toplumda ayrı bir yeri olan bir kitleyi bu kitle ki öğretmenlerdir onları toplumdan ayrıştırıcı, ötekileştirici ve kırıcı olanı değil makbul olan diye başlamış ve bir takım çağrıda bulunarak yazımızı noktalamıştık.

İlk öğretmenimiz anamız, analar olmakla beraber okullarda bizi eğiten ve Hz. Ali r.a. nın ifade ettiği üzere Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum dediği ve bizlerin bugün bırakın kırk yıl bir gün bile köle olmaktan imtina edip çocuğumuzun yanında azarladığımız ve mahkeme salonlarına taşıdığımız öğretmenlerimize sağlık-huzur ve refahları için gerekli olan en iyi şartları çok görmekteyiz.

Örnek verecek olursak Elazığ’da öğretmenlerin huzurla oturabileceği, sohbet mahfili oluşturabileceği bir evlerinin olmaması ve merkezi yer dururken birilerinin olmadık gayret içerisine girip çok uzak yerlerde bir Öğretmenevi yapılmasını önermekte. Bununla da kalmayıp hakaret içeren ifadelerde bulunmaktalar. İki gün önce aramızdan ayrılıp Hak’ ka yürüyen ana mesleği öğretmenlik olan. İyi bir ekonomist, ilim irfan sahibi, iyi bir fikir üreticisi ki bunu topluma kazandırdığı eserlerinden bildiğimiz ve iyi bir siyasetçi olmakla beraber iyi bir akil insanı merhum Nevzat Ülger Beyefendi Ağabeyimiz de bu konuda rahatsızlığını zaman zaman dile getirir dururdu Elazığ’da öğretmenlere yakışır bir Öğretmenevi’nin olmayışı noktasında. Bu çağrımızı o gün ve dün olduğu gibi bugün de yineliyoruz. Çağrımız odur ki; bu konu birileri tarafından İnkıta ya uğratılmayıp çözüme kavuşturulmasıdır. Bu Kız Meslek Lisesi nin yanında ki arsa olmaz taşınması düşünülen Karayolları 8.ci Böl. Müdürlüğü’ nün bulunduğu alan da olabilir. Düz ve yakın bir yerin olmasıdır önemli olan.

Tabi; sorunlar tümüyle sadece devletten ve devlet adına görev yapan kamu kurum ve kuruluşlarda ve buralarda görev yapan görevlilerden kaynaklı değil, toplumun bir........

© Günışığı Gazetesi


Get it on Google Play