Hala sır saklayanlar da vardı
Aslında dışarıda görüşmediği, görüşme zeminini yitirdiği, ölümünün bile belki umurunda olmayacağı birine sığınıyordu. Ama yoğun bakımda, ecel terleri dökerken bunun bir anlamı yoktu.
Çünkü, gururun ötesine taşınmak üzereydi. O yüzdem sürekli onun adını sayıklamıştı.
Şimdi hayal metal hatırladığı yüzü maskeli, başı bereli, mavi üniformalı sıska yoğun bakım görevlisi, adını sayıkladığı, yoğun bakıma konuk olan aşığını merak etmişti
“Kapıdakilere sorarım. Ordaysa içeri alırım.”
Ama o, dışarı dediği yoğun bakımla sonlanan koridorda bekleyenler içinde, onun asla orada olmayacağını çok iyi biliyordu.
Keşke olsaydı diye kendince umutlanıyordu.
Makineler, monitörler, hortumlar, damarda ki serum aparatları arasında nefes nefeseyken kendine soruyordu.
Kim bilir şimdi o nerelerdeydi?
Ve ne yapıyordu?
Muhtemelen burada oluşundan bihaber hayatını yaşıyordu. Belki o da pandemi kurbanlarından biriydi ve başka bir yoğun bakımda başkalarının adını sayıklıyordu.
Günler sonra yoğun bakım çıkışında onu sedyeye alan kişiye
“O bahsettiğim kişi gerçek değildi. Lütfen duyduklarınızı unutun” dedi.
“Biz yoğun bakımcılar en sıkı sırdaşlarız. Her şey burada kalır. Emin ol!”
Evet yaşatmak için çalışan sağlık emekçilerinin sırdaş olduklarından zerre kadar kuşku duymuyordu. Ve yoğun bakımda sayıkladığı o isim yine gizemlere karışıyordu.
Neden onu sayıklamıştı?
Belki yalnızlıktı
Belki de bir beklentiydi, normale dönüldüğünde........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein