EL ÖPENLERİN ÇOK OLSUN DEDİRTMEYECEKTİ
Neden zor görünüyordu?
Neden uzmanlık eğitiminde asistanlar bu kadar ağır disiplin altında çalışıyordu?
Ve gerçekten uzmanlık eğitiminde hoca asistan ilişkisi onu çelişkilere sürüklüyordu.
Hocalar bu katı disiplini eğitim için mi yapıyordu?
Yoksa bu disiplin sistemi yöneten zihniyetin parçası olma hissiyle şahsi iktidar alanlarının bir tezahürü müydü?
Talimatlı öğretici yaklaşım onu rahatsız ediyordu. Sadece onu değil bir çok asistanı rahatsız ediyordu. Bilimsel tartışmalar kısıtlı hatta hiç yoktu.
Zaten talimatlı öğretme zamanları da kısıtlıydı. Zamanlarının çoğu hem randevuların hem de hocaların fark ücretli özel hastaları ile geçiyordu.
Ama her koşulda disiplin diye ağır kurallar vardı. Bu haksızlıktır diye sessiz düşünenler hocalarca ruh hastası muamelesi görüyordu. Asistanlar zor durumdaydı. Ya kabullenip biat ediyor ya da istifa edip gidiyordu.
Ama kendisi gibi arada olanlar vardı.
Ne biat edebiliyor ne de istifa edebiliyordu.
Arada kalmıştı ve sanki mobbingin sevdiği bir kul hekime dönüşüvermişti.
Ama mobbing ile sevgisi karşılıksızdı. Sıkı nöbetler, angarya işler, uykusuzluk. asosyalleşme, yalnızlaşma sürgit ağırlaşıyordu.
Bu sistemle ancak sistemin hekimi olacaktı. Oysa türkü tadında hekimlik yapmayı hayal etmişti.
Nihayet ihtisas süresi sona eriyordu. Ona aylardır baskı yapan hocası artık yeterliliği........
© Güneydoğu Ekspres
