BÜYÜYEMEYEN ÇOCUKLAR
Çünkü hayalleri ile büyüyorlardı. Bu yüzden masallardaki Kaf Dağı’na gökyüzünden ulaşabileceklerine inanıyorlardı.
Ve bu yüzden hep göğe bakarlardı. Orada onlar için sadece hayalleri yoktu. Maviliklerde kanat çırpan onlarca kuş vardı ve her birini kendi dillerince yeniden adlandırıyorlardı. Yerde onları taklit ediyorlar, onlarla şarkı söylüyorlardı. Onlar kuşların şarkısıyla neşeli ve sevgiyle büyüyen çocuklardı.
Ama mavi semada sadece kuşlar yoktu. Biçimsiz, sabit, kuşlar gibi raks edemeyen, cıvıldamayan, gökyüzünde yabancılığı ile sırıtan, yeryüzünde ki insana ait cisimler de vardı.
O kuşlar gibi havada gezen cisimleri çocukça merak eder, büyükçe korkarlardı. Ve onları gördükçe hayalleri duraksardı. Ve de yeryüzüne dönerler, büyümeyi beklerlerdi.
Onlardan fazlasıyla korkarlardı.Çünkü onlar kuşlar gibi kanat çırpmıyor, raks etmiyor, felaket işareti gibi üzerlerinde kah aslı duruyor kah onlara yaklaşarak alçak alçak uçuyorlardı.
Ve o hareketli ya da durgun cisimler yukarıdan sevimsiz, biçimsiz, sert bir şeyler atıyorlardı. Ve o şeyler kulakları sağır edici gürültüyle yere düşerdi.
Biliyorlardı, o şeyler yüzünden etrafta yaşama dair her şey yanardı.
Biliyorlardı, onlar yüzünden çocuklar büyüyemiyordu.
Çok uzaklar da atılan o şeylerden dolayı “büyüyemeyen çocukların”korkunç hikâyelerini bilirlerdi.
Belki onlar şeker bekliyorlardı.
Belki de oyuncak bekliyorlardı.
Biliyorlardı, aynı dili konuşan akranlarına, sınırın öte tarafında o hareketli cisimlerden “elma kokulu patlayan şeyler” düşmüştü.
Birkaç gün........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d