KALABALIKTA YALNIZ KALMAK
Ben de yeni öğrendim.
Hem de 38.000 fit yüksekte sevdalısı olduğum Diyarbekir’den Ankara’ya uçarken.
El bagajlarımızı yerleştirdik. Koltuklarımıza oturduk. Kemerleri bağladık. Uçak yerden yükselmeye başladı. Bir de Diyarbekir’imi tepeden seyredeyim dedim.
Demez olaydım.
Gözümden uzaklaştıkça sevdalısı olduğum şehir, için için içim daralmaya başladı.
Kendime sorular yöneltmeye başladım.
Acaba doğru mu yapıyorum Diyarbekir’den ayrılmakla?
Ayrılma mıydım?
Yaşın kemale ermiş, bir daha gelmeye ömrüm vefa edecek mi?
Sorular beynimde fink atmaya başladı.
Oğlumu bir daha görebilecek miyim?
Her zaman yaptığım gibi bir daha elimi Nazlı gelin Dicle’nin serin sularına batırabilecek mıydım?
Yüzümü sahipsiz kalmış bazalt taşlarla örülü kadim şehrin dünyaca tanınan; UNESCO’nun korumaya aldığı ancak kentin resmi ve yerel yönetiminin ve kentlisinin gözden ırak bıraktığı şehrin surlarına;
Bir daha sürecek, üzerinde gezinebilecek miyim?
Ya o “Deh Deri Pır” denilen On Gözlü Köprünün üzerinde, elimde tespihimle kostak kostak yürüyebilecek miyim?
Kırklar........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden