İLETİŞİMSİZLİK!
Hatırlıyorum evlerimizde çok nadir de olsa manyetolu telefonlar vardı. Ödemeli ya da ödemesiz bir telefon görüşmesi için saatlerce beklediğimiz zamanlar olurdu. Bir “off” bile demezdik, beklemek güzel oluyordu.
Sonra akşam saat 7’de açılan televizyonlarımız ve haftada bir ailece izlediğimiz dizi ya da sinema filmleri vardı. Hiç öyle başımızı başka tarafa çevirmek zorunda olmadığımız ‘aile filmleri’. Sonraki haftanın neredeyse tümünde anlatılacak güzel bir hikayemiz olurdu filmin konusu hakkında.
90 - 60 ve 45’lik kasetlerimiz ve onları dinlemek için teyplerimizi de unutmamak gerek. O zamanlar birçok kasetin yasaklı olduğunu bilenler bilir. Evin en gizli yerinde, bahçede ya da damlarda saklardık o ‘yasaklı’ kasetleri. Dinlerken, öyle sesi sona kadar açmak mı? Asla olmazdı. Ama içimize işlerdi o müzik o sanat.
Bu iletişim materyallerinden faydalanmadığımız zamanlarda, aile içinde tadına doyum olmayan sohbetler olur, hikayeler anlatılırdı.
Hatırladığım ilk hikaye rahmetli babamın anlattığı ‘Mem û Zin’ destanıydı.
Yakın ve uzak geçmişte yaşanmışlıklar, ailenin geçmişiyle övünülen hikayeler. Eminim hepinizin gözünde güzel bir fotoğraf canlandı, değil........
© Güneydoğu Ekspres
visit website