BARIŞI EN ÇOK HAK EDENLER
Bir halk düşünün; köyü yakılmış, sürgün yollarında çocuklarıyla perişan düşmüş, ağıtlarıyla toprağı ıslanmış.
Kürtler.
Bu topraklarda en çok barışı onlar hak etti. Çünkü en çok onlar acı çekti.
1990’ların ortasında Mardin’in bir dağ köyünden göçen Gulê Ana’nın hikâyesi hâlâ kulakları çınlatır.
Oğlunu faili meçhulde yitirdi. Kızını göç yolunda zatürreden kaybetti. Elinde bir torba, sırtında battaniyesiyle Diyarbakır’dan İstanbul’a uzanan o acı yolculukta,
İstanbul’un varoşlarında betonun soğukluğuna ilk defa o zaman dokundu.
"Memleket dediğin, toprağa dokunduğunda seni tanımalı" derdi. Ama onun toprağı, artık sadece mezar taşlarıyla konuşuyordu.
Bunun gibi binlerce, on binlerce hikâye var.
Kürtçe şarkıları gizli öğrenen çocuklar…
Kimliğini her resmi kurumda titreyerek fısıldayan gençler…
“Adını değiştir, daha kolay iş bulursun” diyen öğretmenler…
100 yıllık bir cumhuriyet geride kalırken, inkâr ve asimilasyon........
© Güneydoğu Ekspres
