YA KARANLIĞA, YA DA AYDINLIĞA YÜRÜYECEĞİZ…
Dünya iki büyük savaş yaşadı. 1’nci ve 2’nci Dünya Savaşları. 1’nci Dünya Savaşında 16 ile 19 milyon, 2’nci Dünya Savaşında ise 75 ila 80 milyon kişi öldü, milyonlarca insan yaralandı, ülkeler yerle bir oldu. İnsanlık tarihine iki kara leke olarak geçen bu dünya savaşları, bugün sınırların kalktığı her türlü veri ve endekste gelişmiş ülkelerin yer aldığı Avrupa’da yaşandı.
3’ncü Dünya savaşı çıkar mı, çıkmaz mı bilinmez, ama şu anda dünyada fiilen devam eden her türden savaş mevcut. Çoğunluğu az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde envai türlü silahın kullanıldığı ‘Silahlı Savaşlar’, gelişmiş ülkelerin başını çektiği ‘Ekonomik Savaşlar’ ve yine gelişmiş ülkelerin öncülük ettiği ‘Siber Savaşlar’ tüm hızıyla devam ediyor.
Dikkat edilirse bir zamanlar birbirini gırtlaklayan ülkeleri, bugün gelişmiş ülkeler kategorisinde yer alarak, sadece kendi insanının refahını düşünüyor, bunun için var gücüyle çalışıyor. Peki, gelişmiş ülke nedir, bunun kriteri var mıdır diye baktığımızda şöyle bir tanımlama ile karşılaşıyoruz:
‘Gelişmiş ülke; bazı kriterlere göre yüksek düzeyde gelişme göstermiş ülkeler için kullanılan bir terimdir. Ekonomik kriterler genel olarak değerlendirmelerde baskın olmaktadır. Bu kriterlerin en çok kullanılanlarının biri, kişi başına düşen millî gelirdir; yüksek millî gelire sahip ülkeler gelişmiş ülke olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir ekonomik kriter sanayileşme düzeyidir; sanayi sektörünün egemen olduğu ekonomiler gelişmiş sayılmaktadır. Günümüzde başka bir kriter; ekonomik ölçümü, millî geliri, eğitim ve sağlık düzeyini kombine eden İnsani Gelişme Endeksi daha egemen olmuştur. Bu kritere göre yüksek insani gelişmişlik endeksine sahip ülkeler daha gelişmiştir.’
Ülke olarak biz bu kriterlerin neresindeyiz, durumumuz nedir diye merak edip baktığım, karşıma çıkan tablo karşısında içim daraldı, kalbim sıkıştı. Ancak pes etmek yok, savaşlara karşı durarak,........
© Güneydoğu Ekspres
visit website