menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İran’ın Şaheser Kuleleri-II: Yakçal ve Badgîrler

8 3
yesterday

İran'ın kavurucu çöllerinde zarafetle yükselen bâdgîrler (rüzgar kuleleri) antik dönemin en etkileyici iklimlendirme sistemlerinden biri. Bunlar, günümüz soğutma sistemlerinin tersine, hiçbir enerji kaynağı kullanmadan yapıları soğutmayı başaran mühendislik harikaları...

Bunu önce, yazının sonuna bir not olarak koymuştum ama başlamadan önce okumanın, anlatılan kadim teknolojinin ardındaki fiziği anlamak için yararlı olabileceğini düşündüm.

Akışkanlar (sıvı veya gaz) bir kanaldan geçerken kanal daraldığında hızları artar ve statik basınçları düşer. Basıncı düşen akışkanlar genleşir(1); bunun sonucu gereken enerji iç sistemden alınır(2) ve sonuç olarak akışkan soğur.

İsviçreli fizikçi Bernoulli’nin 1738’de yayımladığı Hydrodynamica adlı eserinde açıkladığı ve Bernoulli İlkesi olarak bilinen bu olgudan aslında siz de çocukluğunuzdan bu yana -farkında olmadan- yararlanıyorsunuz. Yenemeyecek kadar sıcak bir yemeği soğutmak için dudaklarınızı büzerek üflediğinizde hissettiğiniz serin hava aslında Bernoulli İlkesi'nin doğrudan bir sonucudur.

[Ağızdan çıkan nefes, beden sıcaklığınızdan birkaç derece aşağıda, yaklaşık 35 °C’dir. Ancak dudaklarınızı büzerek nefesin geçeceği kanalı daralttığınızda üflenen havanın hızı artar ve statik basıncı düşer, dudaklarınızı terk eden nefes genleşirken enerjisini kaybeder ve soğur. Bu yolla 35 °C’lik nefesi 20 °C’ye kadar soğutmak mümkündür.]

Çölün zorlu iklim koşullarına meydan okuyan Yakçal (buz kulesi) ve Bâdgîr (rüzgar kulesi), insan zekâsının doğayla uyum içinde nasıl zafer kazanabildiğinin geçmişten gelen kanıtları. Bu yapılar yalnızca işlevsel değil aynı zamanda estetik açıdan da büyüleyici anıtlar.

Antik Buzhaneler

Günümüzde yiyeceklerin tazeliğini korumak ve ömrünü uzatmak için hemen her evde kullanılan buzdolaplarının geçmişi aslında çok da eskiye dayanmaz. Ev için tasarlanmış ilk buzdolabının üretim yılı 1913, yani yalnızca bir yüzyıl öncesinden söz ediyoruz neredeyse.

Ama soğuğun yiyeceklerin bozulmasını geciktirdiği, çok daha uzun bir süredir insanların farkında olduğu ve yararlandıkları bir bilgi. İşte yakçallar da, İran'ın sıcak çöl bölgelerinde inşa edilmiş, kıştan istiflenen buz kalıplarını yaz ayları boyunca erimeden muhafaza ederek, buz dışında yiyeceklerin de uzun süre saklanabilmesini sağlayan doğal soğutma sistemleri; tıpkı günümüzün buzhaneleri veya soğuk hava depoları gibi.

Kış boyunca yakçallarda istiflenen kar ve buz, şerbet ve dondurmaya benzer tatlılarda kullanılmak üzere pazarlarda satılırdı sıcak yaz aylarında. Günümüzde süt, yumurta sarısı, şeker, gülsuyu, safran ve saleple yapılan ünlü İran dondurması “bastani”nin atası, yakçallardan sağlanan karın tatlı meyve ve baharatlarla karıştırılmasıyla elde edilen soğuk tatlılardı.

Yakçal (yakhchāl) sözcüğü Farsçada “buz çukuru” anlamına gelse de aslında bunlar yüksekliği 20 metreyi bulan ve basamaklar şeklinde yukarıya doğru daralan, kubbe biçimindeki anıtsal yapılardır. Yapımında kerpicin yanı sıra sarooj adı verilen özel bir harç da kullanılır. Sarooj, kum, kil, yumurta akı, kireç, keçi tüyü ve külün karışımıyla elde edilen yoğun bir çamur. Bu harç, yapının içiyle dışı arasındaki ısı aktarımını büyük ölçüde azaltırken aynı zamanda rüzgar, yağmur gibi dış etkenlere karşı dayanıklılığını da artırır. Yapı, bu yalıtıma ek olarak, güneş ışığını oranında geri yansıtan beyaz kireçle boyanır.

Yakçalların kubbesinde sıcak havanın çıkışı için baca işlevi gören........

© Gazete Pencere