menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Açık Denizde 133 Gün

12 0
13.04.2025

Ona, “Okyanusta salda en uzun süre hayatta kalan kişi” unvanı verildiğinde, şu yanıtı verecektir: “Umarım kimse bu rekoru kırmaz.”

İktidarın, artık türlü sandık oyunları, seçmen taşımaları ya da trafoya kedi kaçması gibi müdahalelerle bile kazanamayacağını ve ilk seçimde gidici olacağını anlamasından sonra başlattığı masayı dağıtma girişimine karşı tek gündem bu uğursuz plana karşı çıkmak olmalıdır diye düşünüyorum. Ne yazık ki bir seyahat nedeniyle bu hafta yedekteki bir yazıyı koymak zorunda kaldım. Aklımız, suçsuz yere hapiste tutulan yüzlerce güzel gençte. Elbette güzel günler de gelecek.

5 Nisan 1943 günü üç Brezilyalı balıkçı sahilden yaklaşık on beş kilometre açıkta ufukta alışılmadık bir şey fark eder. Merakla teknenin yönünü oraya çeviren balıkçılar, çürümeye yüz tutmuş tahta bir salın üzerinde zayıf düşmüş Uzakdoğulu genç bir erkeğin yırtık bir gömleği başının üstünde salladığını ve sevinçten şarkılar söyleyip dans ettiğini görür.

Genç adamın tüm bedeni güneş yanığıdır, susuzluk ve açlıktan bitkin düşmüştür ama şaşırtıcı bir şekilde morali yerindedir. Üç gün süren dönüş yolculuğu sonunda Amazon Nehri ağzındaki Belem kasabasına varırlar. Ancak o zaman bir çevirmen yardımıyla genç adamın kim olduğunu ve başına gelenleri öğrenirler. Adı Poon Lim’dir, Çinlidir ve tam 133 gündür denizde sürüklenen bir kazazededir.

133 gün, sal üstünde bir kazazedenin okyanusta hayatta kalmayı başardığı en uzun süredir. Poon Lim’in yaşadıkları, insan iradesinin, hayatta kalma güdüsünün en çarpıcı örneklerinden biri ve sıra dışı öyküsüdür.

Poon Lim 8 Mart 1918’de Çin’in güney kıyısındaki Hainan Adası’nda dünyaya gelir. O sırada dünya hem I. Dünya Savaşı’nın hem de ölümcül bir grip salgınının pençesindedir. Ancak Lim’in ailesi görece sakin bir yaşam sürer, geçimlerini Beibu Körfezi’nde balıkçılık yaparak sağlar aile.

Yaklaşan Savaş

Ne var ki 1920’lerin sonlarına gelindiğinde Japonya’nın Çin’i işgali kaçınılmaz görünmektedir. Lim’in babası, oğullarının askere alınarak cepheye gönderilmesinden korkar, bunun ölümle eşdeğer olduğunu düşünür. Bu yüzden ailesini Malezya’ya taşımaya karar verir. Yeni yerlerine hızla alışır ve orada da balıkçılıkla geçinmeye başlarlar.

Ancak Lim büyüyüp genç bir adam olduğunda bu yaşam tarzı ona sıkıcı ve amaçsız gelmeye başlar. Japon yayılmacılığına karşı mücadele etmek istemektedir. Bu arzuyla ailesini ve sakin yaşamını terk eder, erkek kardeşinin de çalışmakta olduğu bir İngiliz yolcu gemisinde kamarot olarak çalışmaya başlar.

Denizlerde geçen yaşam Lim’e ilk kez özgürlük tadı vermiştir ama yaşadığı, hayal ettiğinden çok farklıdır. Diğer Asyalı mürettebat üyeleriyle birlikte düşük ücretlerle en ağır işlerde çalıştırılmakta, İngiliz subayların ırkçı ve aşağılayıcı davranışlarına........

© Gazete Pencere