menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir masa etrafında sinema konuşmak!

7 1
01.06.2025

Geçen hafta sinema ve gastronomin buluştuğu çok özel bir etkinliğe davetli olarak gittim. Bu yıl ilki gerçekleşen Urla Gastronomi Film Festivali 23-25 Mayıs tarihlerinde gerçekleşti. Festival mekanı Nazan Kesal ve Ercan Kesal’ın yarattıkları ‘kültür-sanat bahçesi’ diye adlandırabileceğimiz UrlaDam’da gerçekleşti. Çok amaçlı salonları, açık hava sineması, sergi salonu, kalabileceğiniz butik odalarıyla UrlaDam insana kendini iyi hissettiren mekânlardan biri. Avlusunda oturduğumuz, bahçede ağaçların altında kültür-sanat konuştuğumuz şahane bir buluşma oldu.

UrlaDam, hep orada olmak isteyeceğimiz, uzaktayken özleyeceğimiz zengin Anadolu topraklarının mirasına sahip çıkan, sürekli bir hikaye yaratan ve bu hikayeleri biriktirip anlatan, değer bilen, değer yaratan kültür ve turizm merkezi. Ercan Kesal kurdukları dünyayı şöyle tanımlıyor;

‘‘Derdim ticari bir mekan olmanın ötesinde bir okul kurmaktı. Eğitimin, üretimin içinde yer aldığı, usta çırak ilişkisinin temel alındığı, bulunduğu coğrafyanın bir parçası olmuş, geçip gitmeyen, kendinden öncekilerin devamı ve o hafızanın katılanı olmayı becermiş bir yer. İyi bir okul. Her yaştan insanın bitmeyen öğrenciliğine de uygun bir mekan. Konaklama, gastronomi, tiyatro, sinema, müzik, plastik sanatlar, atölyeler, işlikler… olan bir yer.’’

Festival sayesinde ilk kez ziyaret ettiğim UrlaDam’da çok sayıda etkinlikler ve söyleşiler düzenlendi. Katıldığım etkinlikler; ‘Yeryüzü Sofraları’ Ahmet Güzelyağdöken, Ercan Kesal sohbeti, ‘Oyunculuğa Bütünsel Yaklaşım’ Fadik Sevin Atasoy paneli, ‘Ustalık Sınıfı’ Uğur Yüksel moderatörlüğünde Yeşim Ustaoğlu sinemasına yolculuk, ‘Başroldeki Mutfaklar’ isimli etkinlikte Ebru Koralı, Erkan Can, Serdar Akar, Güven Kıraç buluşması. ‘Tasty Cinema’ etkinliğinde ise bambaşka bir deneyim yaşadım. Size festivalden kalanları paylaşacağım yazıma Festival Direktörü Gülper Ergün röportajı ile başlayalım.

GÜLPER ERGÜN: “Yemek sadece karın doyurmaz; hafıza taşır, hikâye anlatır, kültür taşır”

Festival fikri nasıl oluştu ve hayata geçti?

Bu festival, aslında uzun süredir aklımda olan bir sorudan doğdu: Gastronomimizi dünyaya nasıl daha etkili tanıtabiliriz? Son yıllarda bu alanda gerçekten önemli adımlar atılıyor, biz de bu gelişimin bir parçası olma isteğiyle yola çıktık. Gastronomiyi, sinema ve dijital medya gibi evrensel anlatı araçlarıyla bir araya getirerek hem kültürel değerlerimizi görünür kılmak hem de farklı disiplinler arasında yeni bağlar kurmak istedik. Yaklaşık 5 yıl önce bir fikir olarak şekillenmeye başladı; son 1.5 yıldır da bu fikri hayata geçirmek için yoğun bir hazırlık süreci yürüttük. Şimdi bu vizyonun ilk adımını Urla’da atmış olmanın heyecanını yaşıyoruz.

“Gastronomi, doğru anlatıldığında evrensel bir dile dönüşebilir”

Neden böyle bir festival yapmak ihtiyacı duydunuz?

Çünkü yemek sadece karın doyurmaz; hafıza taşır, hikâye anlatır, kültür taşır. Ama çoğu zaman bu derinliği sadece mutfakta ya da sofrada bırakıyoruz. Oysa gastronomi, doğru anlatıldığında evrensel bir dile dönüşebilir. Biz de bu nedenle gastronomiyi sinema ve medya ile bir araya getirerek, onu daha fazla insana ulaştıracak, daha güçlü bir anlatı zemini yaratmak istedik. Sinemayla ilgilenenleri gastronomiyle, gastronomiye tutkusu olanları sinemayla buluşturabilecek bir alan oluşturma ihtiyacı duyduk. Bu festival, işte tam da bu iki güçlü anlatı biçimi arasında bir köprü kurma arzusuyla ortaya çıktı.

“Geriye çok şey kaldı…”

Festivalde yer alan program ve etkinliklerden geriye neler kaldı, duygularınız neler?

Geriye çok şey kaldı… Hem birbirinden ilham verici filmler izledik, hem de unutulmaz tatlar tattık. Ama en önemlisi; bu festival sayesinde aynı sofrada buluşup bolca sohbet ettik, yeni bağlar kurduk, fikirlerimizi paylaştık. Kısa sürede kurulan o sıcak diyaloglar, bizim için çok kıymetli. Yorulduk ama değdi. Bu yıl ilkti ama........

© Gazete Pencere