“Adım adım gitmek güzel”
Ulaşcan Kutlu’yu ilk kez ‘39 Derecede Aşk’ filminde izledim, etkileyiciydi. Sonra fark ettim ki ‘Suskunlar’da da oynamış, ‘Karışık Kaset’te de karşıma çıkmış. Ama çocukmuş ve onun o olduğunu anlamamışım tabii. Sadri Alışık Ödülleri’ne aday gösterildiği ‘Çoğunlukla Bazen’ oyunundaki performansını da sahnede izleyince artık bu röportaj kaçınılmaz oldu. Her karakterde başka birine dönüşüyor sanki. Benim için parlayan bir oyuncu ve onu yeni projelerde görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Bu genç oyuncuyu daha yakından tanımak istedim. Kadıköy’de buluştuk ve ortaya çok içten, sahici bir sohbet çıktı. Ulaşcan Kutlu’yu buyurun, birlikte daha yakından tanıyalım. Ben ‘iyi ki tanıdım’ dedim. Herkese iyi pazarlar dileriz.
Seni ilk kez ‘39 Derecede Aşk’ filminde izledim ve inanılmazdın. Sonra seni başka projelerde de izlemişim ama aynı kişi olduğunu anlayamamışım! Karaktere göre şekillenip, bukalemun gibi değişiyor musun?
Yüzümü gülümsetti bu soru. Yaptığım projelerin herhangi birinde aklımda hiç “bukalemun” imgesi canlanmadı, hayır. Çalışıyorum ve benden çıkması gerekeni bulduğumda ona izin veriyorum. Ortaya çıkan şeyler birbirine çok benzemeyince böyle bir fark oluşuyor demek ki.
“Hakikat tek, ona giden birçok yol var”
Ben bu durumu bir de Osman Sonant’ta gördüm. O kadar iyi oynuyor ki kendi olarak tanınmıyor. Sende de bu kumaş var diye düşünüyorum. Bir karaktere nasıl çalışıyorsun? Özel bir metodun var mı?
Bu benzetmeyi daha önce bir kere daha duymuştum. Sanat ile sanatçıyı ayıran bu tür yaklaşımlar beni mutlu ediyor. Bu bahsettiğin “kumaşın” da bu ele alışın getirdiği güç ve özgürlükten olduğunu düşünüyorum. Özel bir metodum yok; zaten “metot” kavramına inanan biri de değilim. Hakikat tek, ona giden birçok yol var sadece. Ben tekrar, tekrar çok okurum, hareket ederim, çok düşünürüm. Kuvvetli tarafımın bu olduğunu düşünüyorum. Bir karaktere hayat vermeye karar verdikten sonra onun üzerine “düş-mek” gibi... Kuyunun dibine kadar düşerim. Sonra oradan yukarı çıkarım. Yukarı çıkma çabası ise o karakterin inşası olur.
‘Rise of the Raven’ dizisinde Fatih Sultan Mehmet’i canlandırdım”
Senin için özel ya da farklı olan, seni zorlayan ya da şaşırtan........© Gazete Pencere





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon