The end
Otoriter yönetimler, iktidarlarına karşı bir tehdit gördüklerinde sertleşirler. Bizimki de öyle yapıyor. Sertleşiyor.
Türkiye de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetiminde, hızla otoriter bir rejimden totaliter bir rejime doğru ilerlerliyor. Halkın özgür iradesi, demokratik hakları ve hukukun üstünlüğü ihlal ediliyor, hiçe sayılıyor.
Ve kitleler “yetti gari” moduna girip sesini yükselttikçe, Erdoğan rejimi, yalnızca muhalefet partilerini değil, halkın kendisini de sindirmek amacıyla her türlü antidemokratik aracı devreye sokuyor. Yargı tacizini, basın sansürünü, orantısız polis şiddetini, yalanı, iftirayı, kumpası, zulmü tepe tepe kullanıyor.
İler tutar tarafı olmayan suçlamalarla belediye başkanları gözaltına alınıyor. Gizli tanık adı verilen dünyanın en aşağılık yöntemiyle insanlar itham ediliyor, tutuklanıyor.
Adalet Bakanı “Türkiye’de yargı bağımsızdır” diye geveliyor.
‘Yolsuzluk listeleri’nde en önlerde olduğu bütün uluslararası kuruluşlarca kabul edilmiş olan iktidar, muhalefet partilerinin yönettiği belediyelere “temiz eller” operasyonları düzenliyor aklınca. İthamlar boş çıktıkça “Turpun büyüğü heybede” diyor iktidarın başı.
Kendi dönemlerinde yapılan milyonluk, milyarlık yolsuzluklara ilişkin dosyaların üstünde oturuyor, muhalefetin yönettiği ve bugüne kadar bin bir teftiş görmüş olan belediyelere bin bir........
© Gazete Pencere
