menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ludwig van Beethoven: Senfonilerle Yazılan Devrim

7 2
06.04.2025

“Beethoven, kendisini sıradan insanların ve hatta prenslerin üzerinde gören bir dâhiydi. Haksız da değildi! Sanat dünyasındaki yeri, Leonardo, Michelangelo ve Shakespeare gibi büyüklerle birlikte anılacak kadar özeldir.”

Zorlu Bir Çocukluk

1770 yılında Bonn’da doğdu. Babası Johann van Beethoven, içkiye düşkün, sert bir adamdı ve oğlunu yeni bir Mozart yapmak için baskı altında yetiştirdi. Genç Ludwig, gece gündüz piyano başında çalıştırılır ve hata yaptığında cezalandırılırdı. Toplum içinde pek sıcak ilişkileri olmayan, içine kapanık bir çocuktu. Müzik eğitimini babasından ve diğer yerel müzisyenlerden aldı. 12 yaşında ilk yayınlanan eseri olan “Dressler’in Bir Marşı Üzerine Dokuz Varyasyon” adlı piyano parçasını besteledi.

Gençlik Yılları ve İlk Başarıları

Beethoven’in yeteneği, Bonn’daki saray orgcusu Christian Neefe tarafından fark edildi. 14 yaşında saray orgculuğuna yardımcı olarak atandı. 17 yaşında Viyana’ya gitti ve Mozart’a çaldı. Mozart bu çocuğun çok parlak bir geleceği olduğunu söyledi. Ancak Ludwig Mozart’la çalışma fırsatı bulamadı. Annesinin ölümü ve babasının işini kaybetmesi üzerine ailesinin geçimini sağlamak üzere Bonn’a dönmek zorunda kaldı. Tiyatro orkestralarında viyola çalarak ve özel dersler vererek para kazandı.

1792’de tekrar Viyana’ya giderek Haydn ile çalışmaya başladı. Ancak Haydn, Beethoven’in hem kaba tavırlarını hem de geleneksel armoni kurallarına uymamasını eleştirdi. Daha sonra Albrechtsberger’den kontrpuan ve Salieri’den kompozisyon dersleri aldı.

Sağır Besteci

1795’te Beethoven, Viyana’da ilk kez sahneye çıktı ve kısa sürede hem virtüöz bir piyanist hem de besteci olarak ün kazandı. Ancak 26 yaşına geldiğinde işitme kaybı belirtileri ortaya çıkmıştı. Otoskleroz (iç kulaktaki anormal kemik büyümesi) ve muhtemelen frengi nedeniyle işitme güçlüğü çekmeye başladı. 1802’de yazdığı “Heiligenstadt Vasiyeti”, hastalığının ona verdiği acıyı ve müziğe duyduğu tutkulu bağlılığı yansıtan bir metindir:

“Ah, siz insanlar, beni kötü ya da insanlardan nefret eden biri olarak görenler, ne kadar büyük........

© Gazete Pencere