menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İklim kanunu masada

11 0
02.03.2025

Türkiye’nin ilk “İklim Kanunu” teklifi geçtiğimiz hafta Meclis’e geldi. İklim değişikliğiyle mücadelede genel ilkeleri belirlemeyi amaçlayan kanunla, ekonominin, şehirlerin, tarım ve gıda başta olmak üzere kritik sektörlerin iklim krizinden en az etkilenmesi için düzenlemeler yapılması, yerel ve ulusal eylem planlarının hazırlanması hedefleniyor. Bakanlığın açıklamasında “eşitlik, iklim adaleti, ihtiyatlılık, katılım, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık, adil geçiş ve ilerleme yaklaşımları esas alınacak” deniliyor, hepimizin de arzusu bu yönde.

Avrupa Birliği şu anda dünyada iklim değişikliği ile mücadelede bayrağı taşıyor. 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim-nötr kıtası haline gelme taahhüdü var. Sera gazı emisyonları açısından 1990 yılı baz alındığında; 2030’a gelindiğinde en az U azaltım, 2040’ta ise oranında azaltım hedefini yakalamak istiyorlar. Bu hedeflerle doğru orantılı olarak da ticarete bazı kurallar getiriyorlar. “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması - (SKDM)’’, bu yönde önemli bir adım oldu.

Özetle; ‘İthalatçı firmaların ürünlerinin karbon ayak izini içselleştirmelerini sağlayarak uluslararası ticaretin iklim dostu bir perspektifle yönetilmesi’’ diyebiliriz bu mekanizmaya.

SKDM’nin ilk evrelerinde karbon kaçağı riskinin yüksek olduğu çimento, elektrik, gübre, demir-çelik, alüminyum ve hidrojen sektörleri mercek altına alınıyor. 1 Ekim 2023 tarihinde başlayan geçiş süreci, 2025 sonunda bitecek ve karbon beyanında bulunma zorunluluğunun yanı sıra, yasal çerçeve ve cezalar, mali yükler devreye girecek.

“Şimdi eşitlik, katılım, sürdürülebilirlik derken nereden ihracata, ticarete geldin?” demeyin, zira AB en önemli ticaret ortaklarımızdan biri. Kanun teklifinde de buna yönelik maddeler var… “Avrupa Birliği’nin ticarete........

© Gazete Pencere