menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Muhalefet aynı başkanlık sistemine doğru at koşturuyor

13 1
16.02.2025

Geçen hafta yurttaşlık kavramı üzerinde duracağımızı belirtmiş, Siyaset Bilimci Cangül Örnek ve Kamu Yönetimi Akademisyeni Fatma Eda Çelik’le yurttaş olarak nasıl bu kadar edilgen hale geldiğimizi, tüm gücü elinde bulunduran siyasi erk karşısında vatandaşın tek başına ne yapabileceğini ve kamusal alanın daralmasının sonuçlarını konuşmuştuk. Bu hafta ise Bolu Kartalkaya’daki yangının ardından topluma açık çağrıda bulunan ve herkesi aktif birer yurttaş olmaya davet eden Psikolog, Yazar Gündüz Vassaf’a sorularımızı yönelttik.

Bolu Kartalkaya’daki yangın felaketinin ardından yangınadurdiyorum etiketiyle paylaşımda bulundunuz. Topluma bir açık çağrıydı aslında. Madem denetim yok tüm insanları duyarlı ve bilinçli olmaya yönlendiren ve etiketlerle gördükleri eksiklikleri sosyal medyada duyurmaya çağıran bir mektup. Mesajınız aktif yurttaşlığa dair. Aktif yurttaşlığı nasıl tanımlayabiliriz?

Aktif yurttaşlık muhalefet hareketi değil. Risk gerektirmiyor, hepimizin doğal sorumluluğu. Muhalefet yapıyorum düşüncesiyle aktif yurttaşlığı benimsiyorsam bindiğim dalı kesiyorum demektir. Muhalefet mevcut iktidara karşı olmak değil mi? Oysa aktif yurttaşlık, toplumda herkesin, her vatandaşın, düzeltilmesi, giderilmesi gerektiğine inandıkları sorunlar için birlikte olması. Aktif yurttaşlığı sade muhalefet benimsiyor, partisinin ideolojisine alet etmek istiyorsa, hareketi, hareketin amaçlarını baltalıyor demektir. Felaketlerin mağdurları hepimiz olduğuna göre aktif yurttaşlık da ancak hep birlikte olur. “#Yangınadurdiyorum” hareketinde, çocuğumun okulunda gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığını araştırmamda karşıt siyasi görüştekilerle birlikte olabilmeliyim. Bir AKP’liyle CHP’li aktif yurttaşlıkta birleşemiyorsa toplumun yarısını dışlıyor, hareketi başarısızlığa mahkûm ediyor demektir.

Siyasi erkin tüm gücü elinde bulundurduğu bir ortamda aktif yurttaşlık nasıl olur?

Hiçbir iktidar doğal felaketlerden, kazadan, maden kazasından, yangından, depremden hoşlanmaz. En totaliter, otoriter lider de hoşlanmaz, beceriksizliğinin ifadesi olarak görülmesinden korkar. Yıllar önce, Sovyetler Birliği’nde, Taşkent’te deprem olduğunda Komünist Partisi rejimin başarısızlığı olarak görülecek paranoyasıyla medyanın deprem haberlerini vermesini yasaklamış, dünya gazeteleri depremi duyururken, Sovyet medyası bir süre sus pus kalmıştı. Aktif yurttaşlığı rejime karşı değil de ülkenin refahı için düşünüldüğünde, hareketi baştaki iktidar partisi, paranoyasının girdabına düşmezse herkesten önce benimser.

“VATANDAŞIN ROLÜ AKTİF YURTTAŞLIKLA YENİDEN TANIMLANABİLİR”

Şu an Türkiye’de aktif yurttaş olmak mümkün mü?

Devletlerin yapısı kanun hükmünde kararnamelerle değişmeye başlayınca, kaçınılmaz olarak yurttaşın siyasi partiler aracılığıyla rejimi denetleme gücü de elinden alındı ve yurttaş işlevsiz kaldı. İçinde yaşadığımız bu yeni rejimlerde vatandaşın rolü ancak aktif yurttaşlıkla yeniden tanımlanabilir. Otoritenin denetimsiz gücünün politikacılar için önlenemez bir cezbesi var. İşte Türkiye’den ibret verici bir örnek: Yakın zamana kadar başkanlık sisteminin diktatoryal gücünü eleştirip parlamenter demokrasi için vazgeçilmez diyen ana muhalefet partisi şimdi her fırsatta seçim isteriz diye topluma seslenir, parlamenter sisteme dönüşten söz etmezken aynı başkanlık sistemine at koşturuyor.

SOMUT SORUNLARA SOMUT ÇÖZÜMLER

Somut sorunlara somut çözümlerde yurttaş seferberliği. Yangın tedbirleri gibi küçük, risksiz sorunlarla başlayıp sonuç alarak güçlenmek, ona buna imza atıp vicdan temizleme hareketleri yerine hangi konuya eğiliyorsak ona........

© Gazete Pencere