Olimpiyat bahane yeşil arınma şahane
Ana akım medyanın objektifinden izlediğimiz Paris Olimpiyatları ışıltılı yanıyla, yıldızlaşan şampiyonlarıyla iki hafta boyunca gündemin ilk sıralarında yer aldı. Gazze’ye yağan bombalar, ABD-İran savaşının ayak sesleri, devrim sürecini yaşayan Bangladeş, seçim sonrası Venezuela’daki kargaşa ve Fransa’nın içine düştüğü siyasi kriz olimpiyat oyunlarının gölgesinde kaldı. Sermaye sınıfı ve onu temsil eden kurumlar, kamuoyunda kendi etrafında sportmence dönen yeşil bir dünya algısı yaratmaya çalıştılar.
Olimpiyat karşıtları ise resmi açılış öncesi yaptıkları gösteride Paris 2024’ün demokratik, toplumsal ve ekolojik açıdan yıkıma yol açtığına dikkat çektiler. 45.000 polis, 10.000 asker ve 20.000’den fazla güvenlik elemanının görev yaptığı kentte devlet terörü estirileceği öngörülüyordu. Öyle de oldu. Halk, ağır silahlı polislerin ve bariyerlerin ortasında kalınca neoliberal otoriterliğin ne menem bir şey olduğunu bir kez daha gördü. Oyunlar başlamadan önce kentin sözde imajını bozan geçici barınma mekanları kaldırıldı. Binlerce evsiz ve sığınmacı Paris dışına süpürülerek bir tür toplumsal temizlik yapıldı.
Yaklaşık beş yıl kadar önce kent sakinleri Paris’in olimpiyat oyunları ev sahipliği adaylığını referanduma götürmek istemiş ancak merkezi ve yerel yönetim bu talebi geçiştirip bildiğini okumuştu. Bu süreçte 2015 tarihli Paris İklim anlaşmasına dayanarak geliştirilen “yeşil olimpiyat” söylemiyle olimpiyat karşıtlığının yayılması önlendi. 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda 3,6 milyon ton dolayında ölçülen karbon salımı, Paris’in taahhüdüne göre........
© Gazete Manifesto
visit website