İtibar intiharı
Yetişkinlerin çocuklar ve gençler üzerinde kurduğu otorite, ruhbilimsel çalışmalarda yetişkincilik kavramıyla adlandırılıyor. Yetişkinci anlayışta ebeveynler, çocuklarını kendine özgü farklı özellikler taşıyan bağımsız bireyler olarak görmüyor; tersine onların sahibiymiş gibi davranarak insani haklarını ihlal ediyor. Çocuğu ve genci terbiye etmekten sorumlu olan yetişkinlerin azarlama, tehdit, dayak gibi cezalandırma yöntemlerini kullanması normal görülüyor. Davranışçı kurama göre ceza, hem istenmeyen bir davranışı engellemeye, hem de bunun daha sonra yinelenmesini önlemeye yarıyor. Hayvan terbiyesi için elverişli olan bu model, ataerkil aile ve toplum düzenini sürdürmek için de kullanılıyor. Aile reisi olarak kabul edilen baba ile otoriter lider rolü birbiriyle benzeşiyor. Halkı terbiye edilecek çocuk yerine koyan feodal döneme özgü anlayış, ülkemizde yirmi üç yıldır süren tek adam rejimiyle birebir örtüşüyor.
Tüm bireylerin eşit haklara sahip olduğunu vurgulayan mevcut anayasada, yönetenle yönetilen arasında hiyerarşik bir ilişki olduğu yazmıyor. Halka fiilen dayatılan tek adam rejiminin doğasına uymayan bu çelişkiyi gidermek için Saray’ın hukuk danışmanı, yeni bir anayasa modeli önerdi. Hem de İmamoğlu gözaltına alınmadan dört gün önce. Öneriye göre yeni anayasa yalnızca bireyi değil aileyi, toplumu ve devleti de güvence altına almalıymış! [1] Acaba........
© Gazete Manifesto
