AB ruhu çağrılınca gelir mi
Bir önceki yazıda ABD merkezli The Heritage Foundation’dan destek alan Avrupalı aşırı sağcı grupların Avrupa Birliği’ni parçalamayı hedeflediğine değinmiştim. Gerçekte Batılı merkezlerin içinde bulunduğu karmaşık durum, bu tür gruplara elverişli bir ortam hazırlıyor. 2025 yılı itibarıyla ekonomik sıkıntılar, jeopolitik gerilimler ve siyasette kutuplaşmanın derinleşmesi gibi ortak sorunlarla boğuşan AB ülkeleri siyasi istikrarsızlığın pençesinde. Birliğin lokomotif ülkeleri sayılan Almanya ve Fransa’nın güç kaybetmesinin yanı sıra Avrupa Parlamentosu’nda aşırı sağın yükselişi de belirleyici önemde. Bu bağlamda Batı’nın çekim merkezi olarak görüldüğü dönemlerin geride kaldığını söylemek yanlış olmasa gerek. Kapitalist düzenin döngüsel krizi nedeniyle demokratik siyaseti etkisiz kılan bir süreç yaşanıyor. Liberal demokrasinin beşiği diye örnek gösterilen Batılı merkez ülkelerin itibarı epeyce aşındı. Bunun en önemli sonuçlarından biri de çevre ülkelerin demokrasi idealinden uzaklaşması. Şu anki koşulların otoriter yönetimlere fırsat sunduğu apaçık ortada.
Fransız tarihçi ve antropolog Emmanuel Todd, AB’nin geleceği konusunda çok daha kötümser bir tablo çiziyor. Özellikle Ukrayna’daki savaşın Rusya’nın........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein