Durun siz kardeşsiniz!
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ey TÜSİAD, sizin hesabınız bozuk” , “Tutarlı olması halinde eleştirilere kulak tıkamayız. TÜSİAD açıklaması haddini aştı. Yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz” dedi. Sözlerinin yankısı geçmeden Patronların örgütü TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras gözaltına alındı. Çıkarıldıkları mahkemece de yurtdışı yasağı konarak adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar.
Buraya kadar olup bitenler “olağan” bir işlemdi. Gazeteciler, akademisyenler, öğrenciler, çiftçiler, sendikacılar, siyasi parti temsilcileri, sanatçılar “olağan” bir şekilde gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, yargılanıyordu. Sosyal medyada şunu dedi. Haber yaptı (evet bu ülkede gazetecilik olağan bir şekilde suç.),yan baktı, niyet okundu. Du da du…
“Yeni Türkiye”… Anahtar sözcük bu artık. İstibdat rejimi yeni bir versiyonla tıkır tıkır işliyor. Abdülhamid’in “burun” yazanı, “yıldız” diyeni tutuklattığı gibi, her şeyin bir alt okumasını yapan savcılar, niyet okuyan hâkimler var artık. Yepyeni bir nizam var ve patronlara da el uzatılınca şaşkın ördek misali yandaşlar da “ama yani onlar da azıcık ileri mi gittiler ne? “ diyerek top çeviriyor!
İfadelerinde aylık ortalama gelirlerini milyonla ifade eden patron temsilcilerinin bile adliye koridorlarına taşınmaları sol cenaha bulaştırılmaya çalışılan “demokrasi” cilik oyununun içinde bile saçma kalıyor.
Yurtdışından aldığı krediyi ödemeyen, çekleri karşılıksız çıktığı için tutuklanan bir başka burjuvanın 66 Milyon TL tutarındaki borcu tek kalemde “aile” ce ödeniyor. Devlet bankalarından aldıkları yüz milyonlarca TL kredilerin bir kuruşunu ödemeyen bu patronlara ses edilmiyor.
Kiraların el yaktığı, artık temel gıda maddelerini bile alamayan, ülkede simit çay hesabının bile çarpım tablosuyla yapılamadığı bir ortamda emekçiye, emekliye verilen üç kuruşun enflasyonu azdıracağını vaz eden iktidarın temsilcilerinden biri “22 bin 100 lira veya 30 bin lira maaş alan bir kişiye 10 bin lira zam yapıldığında, bu kişi ‘3 bin lirasını harcayayım, 7 bin lirasını tasarruf edeyim’ demez.” Diyor.
HADİ BARIŞIN ARTIK
Kahvede «Şırrak!…» diye bir tokat sesi duyuldu. Tavla, aznif, kâğıt oyunu, konuşma, her şey durdu. Başlar tokat sesi gelen masaya çevrildi. Tokadı yiyen iriyarı biriydi. Tokatı atan da tersine, ince, sıska, ufak tefek biri. İriyarı adamın sol yanağında, sıskanın beş parmağının izi yer etmişti. Polis bile, bu parmak izinden tokadı
kimin attığını bulabilirdi.
Kahvedekiler, iri adamın, kendisini tokatlayan küçücük adamı altına alıp yol keçesi gibi ezeceğini sandılar, öyle olmadı.
— Davacıyım! diye bağırdı.
Kimseden ses çıkmadı… Tokadı yiyen daha sonra,
— Hepiniz gördünüz, dedi.
Boyu omuzuna bile gelmeyen sıskaya döndü:
— Yürü karakola!
Tokatı atan, cevap yerine, sinek kovalar gibi eliyle bir hareket yaptı.
—........
© Gazete Manifesto
