YÜRÜMEYE ÖVGÜ
"Yol, iki yer arası değildir
-yer, iki yol arasıdır.
Yola çıkan kişi, bir yerden kalkıp bir yere ulaşmağa çalışan değildir
-yolu yürüyendir.
Yer görelidir; mutlak olan, yoldur-ya da, yürümek..."
(Oruç Aruoba; Yürüme)
Yürümeyle aranız nasıl, yürüyebiliyor musunuz, mecburiyetin ötesinde yürüme eylemini anlamlı bir hal üzere yaşayabiliyor musunuz? Yürümüyoruz artık, yürüyemiyoruz, yaşamın telaşı birçok şeyden uzaklaştırdığı gibi yürümekten de uzaklaştırıyor bizi. Hız çağında yaşıyoruz, ha bire koşturuyoruz, yetişmeye çalışıyoruz ha bire, yürümeye fırsat bulamıyoruz. Oysa bir bilebilsek yürümenin bizim için ne kadar hayati olduğunu, anlayabilsek yürümekten uzak oluşumuzun bizi ne kadar uzaklaştırdığını güzelliklerden, yürüyememenin nasıl bir yoksunluk içinde bıraktığını bizi… Sizde böyle düşünüyorsanız, hadi o zaman buyurun birlikte yürüyelim…
Yürümek; var olma çabasıdır. Yürümek; kendini bulma, kendinle olma yolculuğudur. Yürümek keşfetmektir; doğayı keşfetmektir, doğanın rengini, kokusunu, tınısını keşfetmektir. Özgürlüktür yürümek; özü gürleştirebilmek için özü ile beraber bir özgürlük yolculuğudur… Yürümek; yaşamın çıkmazlarından çıkabilme imkânı sunan bir çıkış kapısıdır. Bazen kaçıştır yürümek, bazen varış, bazen yakarıştır yürümek. Değişmektir yürümek, değiştirmektir kendini ve dünyayı. Arınmaktır yürümek, zihni boşaltmaktır, yalnızlığında kendi sessizliğiyle yalnızlıktan kurtulmaktır yürümek.
“Yürüyüş, yaşama sıkıntısı ya da acısına........
© Gazete İpekyol
