YANLIŞ KULAKLARA SESLENME!
İnsan anlamla yaşıyor, anlayarak, anlamlandırarak yaşıyor. Onun için dünyada insanın başına gelebilecek en büyük felaket anlamsızlıktır. İçinden geçtiğimiz zamanın, sürdüğümüz yaşamın ve yaşadığımız mekânın bize sirayet eden bir ruhu var ya da ruhsuzluğu. Ve insan karşı karşıya kaldığı durumlara dair tercihleriyle; ruhu ya da ruhsuzluğu seçer. Anlamak ve anlamlandırmak; insanın yaşamını, hayat bulacağı, hayat olacağı, hayat sunacağı bir hale dönüştürmek için hayati. İnsan için hayati olan bu anlam/landırma meselesinin bir o kadar hayati olan özelliği doğruluğunda; doğru kişide, doğru zamanda, doğru mekânda yani yanlışa düşmemesinde. Evet, anahtar kelimemiz yanlışa düşmek, yanlış zamanda, yanlış mekânda yanlış insanlarla olmak zorunda olmak… Anlamın ve anlamlandırmanın önünde büyük engel…
Yazımızın başlığını nasıl okudunuz? İnsan sorusu kadardır, soru/nu kadardır ve her soru/n esasen bir cevaptır. Soru/n olarak görmeye başladığınız andan itibaren esasen bir cevaba da yaklaşıyorsunuz demektir. Başlığımız da bu bağlamda hem sorunu hem de cevabı barındırıyor. Nedir sorunumuz: Yanlış kulağa seslenme. Çözüm için ne diyoruz: Yanlış kulağa seslenme! Yazılarımızı takip edenlerin alışık olduğu bu durum, elbette bir kelime oyunundan ibaret değil. Yanlış kulağa seslenme sorunu; her birimizin;........
© Gazete İpekyol
