RAMAZAN REHBERİ; SAMANYOLUNDA ZİYAFET
''Ay göründü. Yine ay göründü. İnsanın uyanış ayı göründü.
Ruhun diriliş ayı...
Geldin. Seni bekliyorduk.
Hoşgeldin. Mutluluk getirdin.
Gelişin bir bayramdır. Giderken de bayram bırakarak gidersin.
Yalnız bir ayı değil yılı ve ömrü onaransın...
Zamana yakut, cevher özünü veren bir ustasın.
Kentleri de ruhlar gibi aydınlatırsın...
Ramazan, sana selam...''
(Sezai Karakoç; Samanyolunda Ziyafet)
Oruç ruhun şölenidir. Oruç, öyle bir ruh kalıbıdır ki, her gün, ortalığın ilk ağardığı vakitten karardığı vakte kadar, içimizi oraya yerleştiririz; orada ruh bir biçim alacak; bir öz kazanacak, billurlaşacak; yıkanacak, canlanacaktır. Gece dinlenecek; bir gün sonra yine aynı çerçeveye girecek; böyle böyle; bir ay sonunda yepyeni ve taptaze bir insan yüreği, ruhu ve vücudu olacaktır. Yalnız insan orucu özlemez, oruç ta insanı özler. Ramazan ayı gelince, sıla-i rahm edenler gibi, meleklerin bile önünde eğildiği insana koşar… Artık beden geriye çekilir; ruh ön plandadır: ruh, oruç ülkesinde büyümenin sırrını keşfeder. Ruhların şölenidir oruç… Oruç, insanın katıldığı, her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiatüstü ziyafet, bir gök sofrasıdır. Yani, “Samanyolunda Ziyafet”tir oruç.
Oruç bir arınma mevsimidir; Bir ev nasıl yılda bir defa temizlenir, örümcek ağlarından kurtarılır, kiremitleri aktarılır, sıvanır, yıkanır, onarılır ve badana edilir; yani yeni yapılmış hale getirilirse, bir ruh da yılda bir kere böyle bir genel temizlik ve revizyon ister. Bir şehrin temizlenmesi, onarılması, yeniden yapılması, sıva, boya ve badanalarının tazelenmesi ile Müslüman bir şehrin oruç boyunca ruhî canlılık ve hareketi, yükselme ve ilerlemesi birbirini çok andırır. Oruç, ruhun ve vücudun dezenfekte edilmesidir.
Oruç hakiki bir hayat tasavvurudur. Oruç, eşyayı ve evreni de bize yaklaştırmış değil midir? Onu daha derinden algılamakta, kavramakta değil midir? Oruç ayında gündüz daha gündüz, gece daha gece değil midir? Güneş daha güneş, su daha su, toprak daha toprak, ay daha ay, yıldız daha........
© Gazete İpekyol
