UMUDUN DİLİ
Persion Lessons (Umudun Dili) son zamanlarda izlediğim en muhteşem filmlerden biri. Bir Nazi toplama kampında bulunan Yahudi esirlerin uğradığı zulümler konu ediliyor. Hikaye malûm, ama işleyiş mükemmel. Seçilen mekanlar, kıyafetler, arabalar, silahlar, kişiler, yüzler, mevsim sanki 1940'ların Almanya'sından fırlayıp gelmiş. O kadar gerçekçi. Daima hayret etmişimdir, adamlar yapaylığa kaçmadan bu kadar eksikliği ve gerçekliği nasıl yakalayabiliyor? Bütün yüzlerde çaresizlik, tükenmişlik, hüzün, keder hakim. Başroldeki genç dışında umudu bekleyen, umudu besleyen yok. Kayıtları tutulan esirlerin hepsi kurşuna dizilerek öldürülüyor, isimlerinin kayıtlı olduğu defterler ateşe veriliyor. Ama umudu bekleyen genç bütün o 2840 ismi ezberlemiştir. Filmin final sahnesinde hepsini tek tek adıyla ve soyadıyla birlikte okuyor. O okurken jestleri, mimikleri, kirli sakalları, kurumuş dudakları, hüznü, gözyaşları, içinde oturduğu kahvehaneye benzer mekan, karşısındaki komutanın hayretli bakışları ve yanındaki bayanın telaşı, pencerelerden soluk şekilde görünen dışarısı gerçekten muhteşem. Son sahneyi defalarca izledim. Enfes bir müzikle birlikte canlandıran bu sahne dünya sinema tarihinde eşine az rastlanır........
© Gazete İpekyol
