ŞANLIURFA'DAN MISIR'A BİR İYİLİK YÜRÜYÜŞÜ (III)
(22 Ocak ile 25 Ocak 2025) Mısır izlenimlerimizin üçüncü ve son bölümüne, kaldığımız yerden devam ediyoruz. Mısır devlet misafirhanesinde kalan Gazzeli kardeşlerimizle vedalaşıp, başka bir aileye misafir oluyoruz.
Hem de nasıl bir aile... Tam on iki yetim çocuk, hepsi altı on yaş aralığında. Başlarında babaanneleri ve en küçük gelini bulunuyor. Evde yetişkin tek bir erkek dahi yok... Üzgün ve mahcup bir şekilde oturuyoruz. Ben, Mehmet Ali Parlak, Mevlüt Bayraktar ve İdris Yurtçak kardeşlerimizle birlikte, yetimlerin babaannesi olan; tabir caizse annemizle, tercüman aracılığıyla konuşuyoruz. İki oğlu ile iki gelini yani eşleriyle şehit olduğunu söylüyor. Üçüncü oğlu yaralı olarak Gazze'de kalmış ama durumu muamma... Şehitlerin annesi olan annemiz, tesettürlü haliyle, metanetli ve bir o kadarda olgun. Çocuklarıyla gurur duyuyor. Çünkü o, bir değil birkaç şehidin annesi. Gazzeli şehit annelerini görmeden, dinlemeden; onları anlatamaya ve anlamaya çalışmak beyhude bir işiltir.
Yardım Emanetlerini annemize teslim edip, şehit çocuklarıyla biraz hemhal olduktan sonra; yüreğimiz buruk, gözlerimiz yaşlı bir şekilde müsaade isteyip vedalaşıyoruz... Ama nasıl bir veda? Tabir caizse, yüreklerimizi onların yanında bırakarak... Oradan ayrıldıktan sonra, bize rehberlik eden Ahmet kardeşim daha dolaşalım diye soruyor? Mehmet Ali Parlak Hoca, ona; iki aile daha ziyaret edelim diye cevaplıyor. Kahire'nin........
© Gazete İpekyol
