ORTAYA KARIŞIK URFA
Urfa’da, aşağıdaki yok ile biten kalıp cümleleri herkesten duyarsınız:
Memleketin sahibi yok…
Vekiller piyasada yok.
Memleket sorunlarıyla dertlenen yok.
Eleştiren yok, Ses yok, Birliktelik yok, memleket sevgisi yok, şehirlilik bilinci yok.
Peki sebebi ne bunun?
Meselenin temelinde şehrin demografik yapısı ve yaşayanların tarihi geçmişi var.
Urfa’da yerli diye addedilen en köklü ailenin, aşiretin geçmişi 200-250 yılı aşmaz. Bir şekilde bir yerlerden gelinmiştir, gönderilmiştir, sürgün edilmiştir.
Kime hangi insana sorsan; “bizim dedelerimiz Irak’tan-Suriye’den-Muş’tan-Diyarbakır’dan -Hakkari’den-Halep’ten-Şam’dan-Bağdat’dan-Adıyaman’dan-Malatya’dan gelmiştir. Hatta o kadar kendilerini dışarda tutanlar vardır ki Urfa’nın yerlisi olmamak için falan ilçeden gelmişiz” derler.
Bir elin parmaklarını geçmeyen yerel araştırmacıları okuyun, aşiretlerden ailelerden bahsederken, Hepsinin ata yurdunu başka yerler olarak anarlar.
Peki gelmede ne sorun var, şimdi her şehrin durumu aynı diyeceksiniz.
Değil işte. Urfa farklı.
1800 li yıllarda Urfa’nın ilçeleri köyleri büyük oranda boş ve sahipsizdir. Yaşayanlar da büyük oranda yerleşik değil göçmen insanlardır. Kuru tarım dolayısıyla arazilerin p’ i ekilmemektedir, sahipsizdir. Harran ovası, Suruç ovası........
© Gazete İpekyol
