NEDEN OLMASIN?
Hayal kurmak bedava derler. Ama bazı hayaller öyledir ki; bedelini ödemeye gönüllü olursunuz. İşte tam da böyle bir hayalin peşindeyim. Şöyle ki; Şanlıurfa'nın parklarını, refüjlerini, kamu kurumlarının bahçelerini meyve ağaçlarıyla donatmak. Evet, zeytin, nar, incir, elma, armut, erik ve daha niceleri... Betonun gölgesinde büyüyen çocuklara, doğayı yeniden hatırlatmak için.
Şöyle bir düşünelim. Bugün parklarımızı süsleyen ağaçların çoğu ya iğne yapraklı ya da çiçekli ama işlevsiz. Zakkum gibi bazıları güzelliğinin ardında zehir saklar. Akasya, çam ya da yabancı türler gölge yapar ama hayat vermez. Oysa toprağımız bereketli, iklimimiz cömert, halkımız toprakla barışık. Neden çocuklarımız ağaçtan doğrudan elma koparıp yemesin? Neden sabah namazına giden biri caminin bahçesinden bir erik koparmasın, neden çocuğunu okul kaydına götüren bir anne veya baba, okul bahçesindeki incirlerden koparıp çocuğuna yedirmesin?
Bu öneri yalnızca estetik değil, sosyolojik, ekonomik ve hatta kültürel bir meseledir. Çünkü meyve ağacı dikmek, yalnızca bir fidan yetiştirmek değildir. Aynı zamanda tabiata saygının, üretime olan inancın, birlikte yaşamanın bir simgesidir. Bir zeytin ağacı, gölgesinde barışı çağırır. Bir incir ağacı, hafızayı tazeler.........
© Gazete İpekyol
