BİBERİN ACISI, CEHALETİN YAKICILIĞI…
Geçtiğimiz gün pazarda yaşadığım küçük bir olay, insanların bencilliği ve cahilliği konusunda uzun uzun düşünmemi sağladı. Belki de her gün onlarca kez karşılaştığımız ama göz ardı ettiğimiz türden bir durumdu bu. Şöyle ki;
Bir adam, taze biber satan bir pazarcıya yaklaştı ve biberlerin acı olup olmadığını sordu. Urfa'da biberin acı olanı makbul olduğu için de, pazarcı, “Acıdır” diye ısrar etti. Lakin adam buna pek inanmış görünmedi. Tezgâhtan bir biber kaptı, dişleriyle bir parça kopardı. Ardından biberin kesik kısmına dilini soktu, çevirdi, belki de dilini “dinledi.” Yetmedi, tekrar biberin içine daldı ve sonra başını sallayarak biberi, geldiği yere —diğer biberlerin arasına— bıraktı. Hiçbir şey almadan çekip gitti.
İlk bakışta bu sahne masum bir merakın tezahürü gibi görünebilir. Ancak biraz dikkatli düşündüğümüzde işin rengi değişiyor. Bu kişinin ağzından çıkan tükürükte, hastalık yapabilecek mikroplar olabilir. Ve daha da önemlisi: bu davranış, temel hijyen kurallarını ve toplumsal nezaketi hiçe sayan, başkasının........
© Gazete İpekyol
