AHİRET İNANCI
Rahmetli babam derdi ki:
"Oğlum, ahiret yoksa, insanı yaratıp en güzel nimetlerle donatıp, sonra toprağa gömmek neye yarar? Koca bir tüccar düşün; sürülerle kuzu alıp, en iyi yemlerle besleyip, sonra hepsini kestirip, etlerini toprağa gömse… Herkes 'Bu adam deli' der. Peki, Allah — ki kusur ve abes işten münezzehtir — böyle bir abes iş yapar mı? İnsan, elbette ki ebediyet için yaratılmıştır.”
O sözler, yıllar geçse de aklımdan çıkmaz. Çıkmıyor çünkü bugün yaşadığımız manevi buhranların, toplumsal yozlaşmanın, değerlerin çürümesinin temelinde de işte o unutulan ahiret inancı yatıyor.
Bir toplumda insanlar, yaptıklarının hesabını yalnızca dünyada vereceklerini düşünürse; yani ahiret inancını kaybederse, toplumun adaleti çöker, merhameti biter, vicdanı kurur. Hırs, çıkarcılık, bencillik, zulüm normalleşir. Yalan, rüşvet, kul hakkı ayıplanmaz........
© Gazete İpekyol
