SAKAL
Peygamber (ASV) vahyin gözetiminde hayatın her alanında büyük değişimler gerçekleştirmiştir. Bunlardan biri de kılık kıyafette yaptığı değişimdir. O mübareğin sözleri diğer sözlerden farklı olduğu kadar, giysileri, sarığı, cübbesi sakalı, bıyığı da diğer insanların kılık kıyafetinden farklı olmuştur. İslam’ın kendine has bir düzeni olduğunu ortaya koymuş, ısrarla Yahudilere benzememeyi salık vermiştir. Niçin Yahudilere hiçbir şekilde benzememek gerektiğini, asırlar öncesinden yapılan ciddi uyarıların nedenini bugün daha iyi anlıyoruz.
Kur’an, ibadetlerde, helal ve haramda Allah Resulüne itaati emrettiği gibi, müminlere hitaben “Sizin için Allah Resulünde güzel örnekler vardır” (Ahzab, 21) buyurarak, sosyal hayatın diğer alanlarında da O’nu örnek almayı istemektedir. Müminler, her yönüyle hayran kaldıkları Resulullah (ASV)’a sürekli özenmişler, sünnetlerini kendilerine hayat tarzı olarak seçerek O’na benzemeye çalışmışlardır. O’nun kılık kıyafeti, Müslüman milletlerin kültürlerine girmiş, temelde aynı ama her bir kültürde farklı renk ve motiflerle örnek alınmıştır. Örneğin Arap, Kürt, Türk, Farıs gibi tüm Müslüman kavimlerde sarık kültürü bulunmaktadır ama her birinin renk ve sarma tarzı farklıdır. Sakal da böyledir; kısa, uzun, değirmi gibi değişik tarz ve modellerde sakal bulunmaktadır. Bu farklılıkların ise coğrafi ve iklim şartlarının farklılığından kaynaklandığını belirtmeliyiz.
Sakal, Resulullah (ASV)’a sureten benzeme amacından dolayı saygın ve önemli bir İslamî........
© Gazete İpekyol
