menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Masallarla uyutulmak

17 0
15.09.2025

En sevilmeyen insan mı olmak istiyorsunuz? Sürekli insanlara hakaret eden biri olmanıza, birisini yaralamanıza, taammüden cinayet işlemenize gerek yok. Hatta bu sonuncusunu yaptığınızda insanlar sizin o noktaya nasıl geldiğinizi düşünüp “kader mahkûmu” diye size acıyabilir bile. Bunların hiçbirisi sizin nefret edilen biri olmanızı sağlayamaz. Doğruları hiç eğip bükmeden birinin yüzüne söyleyin, sizden kötüsü olmaz. Bunu yaptığınız insan yıllar sonra söylediğiniz o gerçeği kabul etmiş olsa bile siz belleğinde kötü biri olarak kalmaya devam edersiniz. Birçok güzelliğinin yanında bizim insanımızın en zayıf noktası budur işte: Yüzüne tüm gerçeklerin söylenmesini kabul edemez. Nezaket sınırlarını aşmasanız, kırıcı olmasanız dahi büyük kırgınlıklar doğurur bizde doğrucu olmak. Hepimiz masal kafasına sahip olduğumuzdan en basit gerçeği ifade ederken bile doğrudan söze giremeyiz, masallardaki kadar süslemek zorunda kalırız. Durumu bir masalla izah etmeye çalışalım o zaman:
“Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Vaktin birinde, bir ülkede zenginliği ülkesinin sınırlarını aşan bir sultan yaşıyormuş. Sultanın üç tane birbirinden güzel kızı varmış. Bir gün kızlarının kendisini ne kadar sevdiğini öğrenmeyi arzu etmiş sultan. Önce en büyük kızını yanına çağırmış, ‘Beni ne kadar seviyorsun?’ diye sormuş. En büyük kızı başlamış methiyeler düzmeye: ‘Sevgili babacığım, sizi gökyüzündeki güneş kadar seviyorum.’ Sultan pek bir memnun olmuş onun bu benzetmesinden, bir sürü hediyeyle ödüllendirmiş kızını. Sonra ortanca kızını yanına çağırtmış. Bu sefer aynı soruyu ona da yöneltmiş. Ortanca kızı: ‘Babacığım, sizi okyanuslar kadar çok seviyorum,’ demiş. Sultanın göğsü kabarmış bu yanıtı duyunca, ona da bir sürü hediye bağışlamış. Nihayetinde en küçük kız çıkmış sultan babasının........

© Gazete Gerçek