BİLİM İNSANLARIMIZ VE BİLİMSEL DÜŞÜNCE
“Küresel” ifadesini öyle antipatik buluyorum ki artık. Bir de başına bunu koyarak bize benimsetmeye çalıştıkları teoriler var. Mesela küresel ısınma teorisi dediler, çok şükür lapa lapa kar yağıyor. Yani fos çıktı tüm yaygaraları. Şimdi de tablolar yardımıyla bunun küresel ısınmanın bir parçası olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar bizi. Birileri bazı gerçekleri eğip büküyor. Bilim insanlarımız da onları haklı çıkarabilmek için ellerinden geleni yapıyor. Hazır bilgiyle döndürüyorlar çarklarını. Antartika’ya uzanan çalışmaların var olduğu söyleniyor, makaleler yazılıyor; ama ikna edici veriler sunamıyorlar ne yazık ki. Bu arada olan bize oluyor, “Küresel Isınma” dediler, vallahi donuyoruz. Hem de onlara inat. Hayır, eskisi gibi pek sokağa da çıkmıyorlar ki sorasın “Abi, ısınma ısınma dediniz, donuyoruz, hayırdır?” diye. Karşıt görüşte olanları da der dest ettiler. Ne hikmetse küresel ısınma sadece biz sıradan insanların başına değnek olarak vuruluyor. Acaba neden atmosferi bu kadar kirleten sanayi devleri yahut ısınmaya sebep olan üretim şekilleri sorgulanmıyor? Sadece biz sıradanlara muslukları kapatın, az tüketin, az yeyin, ineklerin karbon salınımı fazla, kırmızı et tüketmeyin diyorlar. Ala, muslukları kapatalım, az da tüketelim de dünya devleri oluk oluk pislik akıtıyorlar her yere. Poşet üreterek ortalığı kirleten kim? Tüketici olarak biz, bize ne sunuluyorsa onu kullanıyoruz. Hala poşet sorununu bile çözemediler. Sanki plastiği ve poşeti üreten bizleriz. Eğer büyük şirketlerin kâr marjı düşünülmese bir hafta içinde dünya tertemiz olur.
Bunun yerine karbon ayak izimizi düşüreceklermiş. Nasıl yapacaklar? Bizi kısıtlayarak, her şeyden. Bir işe yarayacak mı? Tabi ki hayır; çünkü asıl sorumlusu onlar. Tüketilmese de çılgınca........
© Gazete Gerçek
