menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CAM TAVANLARI KIRMAK

7 0
12.03.2025

“Bir kadın, ne zaman kendi sesini duyurmak için ayağa kalksa, planlamamış bile olsa, tüm kadınlar için de ayağa kalkmış olur.” Maya Angelou
Mümkün mü?
Takvimlerde sıradan bir tarih gibi dursa da aslında insanlık tarihinin en derin yaralarından birine, kadının varlığının, emeğinin yok sayılmasına karşı yükselen kudretli bir çığlığın sembolü. Bu öyle bir çığlık ki, sadece sokaklarda değil, bilim laboratuvarlarında, meclis kürsülerinde ve evlerimizin içinde en güvendiğimiz yerde, en güvendiğimiz insanların yanında bile yankılanıyor. Peki, bu yankı ne kadar duyuluyor? Çığlıklarımız; yankısı adliye koridorlarında sokaklarda değil, sosyal medya mecralarında bulmaya çalıştığımız içimizde boğmaya çalıştığımız sessiz çığlıklarımız.
Kadın mı, bayan mı demeliyiz hususunda bile halen çarpıcı tartışmalar yaşadığımız bir arpa boyu yol gidemediğimiz… Karanlık sokaklardan, ne giymişlerden, kahkaha mı atmışlardan, o saatte orada ne işi varmışlardan, kaygılardan, kederden ve baskıdan solmaya yüz tutmuş tüm kadınların renkleri için. Bir zihniyeti, direnişi emek sömürüsünde başı çeken markaların indirimi üzerinden okumadan bir fikir inşasına ihtiyaç duyulduğunun kanısındayım. Senelerce yıllardır literatürde yer alan; ‘homo hominu lipus’ -insan, insanın kurdudur- savını kadın, kadının kurdudur diye uydurdukları bir safsataya........

© Gazete Gerçek