menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkçe-Kürtçe Sözlük 25 yaşında

31 1
saturday

Bu yıl da 21 Şubat Dünya Anadili Günü vesilesiyle birçok kentte çeşitli etkinlikler yapıldı, yapılıyor. Dil konusunda gösterilen hassasiyet, her 21 Şubat'ta ivme kazanıyor.
Bu yıl şöyle güzel bir zamana denk geldi: Zana Farqînî'nin hazırladığı Türkçe-Kürtçe Sözlük 25 yılını doldurdu. Ne var bunda, diye sorabilirsiniz. Bu soruya aşağıda cevap vermeye çalışacağım. Ancak daha önce 21 Şubat Dünya Anadili Günü ile ilgili küçük bir hatırlatma yapmakta fayda var sanırım.
21 Şubat'ın Dünya Anadili Günü seçilmesi, Pakistan'ın resmi dili olarak Urduca'yı dayattığı Bangladeş halkının protestolarına dayanıyor. 1952'de Pakistan’ın ‘tek dil’ dayatmasına karşı 'Bengal Dil Hareketi'nin 21 Şubat 1952'de yaptığı yürüyüşe güvenlik güçleri tarafından açılan ateş sonucu çok sayıda kişi yaşamını yitirmişti.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) 1999 yılında aldığı kararla 21 Şubat, “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul edildi.
21 Şubat Dünya Anadili Günü ilk kez 2000 yılında, dünya çapında çok dilli yaşamı ve kültürel çeşitliliği desteklemek amacıyla kutlanmaya başlandı. Bangladeş halkı ise bugünü hem “Uluslararası Anadili Günü” hem de “Şehitler Günü” olarak anıyor.

Bir hatırlatma daha: UNESCO’nun "Tehlike Altındaki Dünya Dilleri Atlası"na göre, Türkiye’de 18 dil veya lehçe yer alıyor, 15 dil ise yok olma tehlikesi altında. Tehlike altında olan diller arasında Kürtçe'nin Kirmancki/Zazaki lehçesi de bulunuyor. Genel anlamda Kürtçe, tüm yasaklamalara ve baskılara rağmen yok olmasa da, anadilde eğitim seçmeli ders dışında eğitimin yapılmaması ve resmi statüsünün olmaması nedeniyle risk altında olduğu dilbilimciler tarafından dile getiriliyor.

Şu notu da düşelim: Dil Hakları Evrensel Bildirgesi 1996 yılında kabul edildi. Bildirgede, “Bütün halkların eşit dil haklarına sahip olduğu”, “Herkesin kamusal alan içindeki tüm faaliyetlerini kendi anadilinde yürütme hakkına sahip olduğu” ve “tüm halkların üzerinde yaşadıkları toprak parçası içerisinde kendi anadillerini resmi olarak kullanma hakkına sahip olduğu” belirtiliyor.

Zana Farqînî'nin Türkçe-Kürtçe Sözlük çalışmasına gelirsek...
25 yıl önce sözlük çıkarmak meşakkatli bir uğraştı. Soruşturmaları, gözaltına alınmaları hatta hapis yatmayı göze almak anlamına geliyordu. Zana Farqînî'nin bu koşullarda hazırladığı Türkçe-Kürtçe sözlük, Türkiye'de yayımlanan en kapsamlı sözlük oldu. Bir şekilde Kürtçe ile ilgilenen birçok kişinin başucu kitabı oldu. Farqînî, bu sözlüğü 3 yılda, gece gündüz çalışarak hazırladığını belirtiyor. Bu delilik gibi bir şey aslında. Yasaklı dilin sözlüğünü hazırlamak türlü belalara davetiye çıkarmak anlamına geliyor çünkü. Öte yandan, söylemeye gerek var mı bilmiyorum, Türkçe-Kürtçe Sözlük hazırlamanın ekonomik getirisi de sıfıra yakın bir yerde duruyor. O günlerin koşullarında böyle bir çalışmaya emek vermenin manevi kıymeti ise tartışmaya kapalı olmalı.


Kendisiyle yaptığımız sohbetten anlaşılıyor ki ilk gençliğinden başlayarak Kürtçe konuşmakta ısrar etmiş Zana Farqînî. Dönemin hukuksuz kararlarıyla meşhur Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) yargılanırken bile bu ısrarını sürdürmüş ve Kürtçe ifade vermiş.
Farqînî'nin bir tarafı müzisyen. Bir dönem Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bünyesinde faaliyet yürüten arkadaşlarıyla........

© Gazete Duvar