menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TÜSİAD-AKP geriliminin ekonomi politiği

113 1
20.02.2025

Geçtiğimiz hafta TÜSİAD genel kurul toplantısında yapılan açıklamalar, sonrasındaki tepkiler ve en son Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meclis grup toplantısında yaptığı konuşmadaki ‘haddinizi bileceksiniz‘ açıklaması sonrasında başlatılan hukuki süreç, TÜSİAD ile AKP arasındaki gerilimin giderek tırmandığını gösteriyor.

Peki neden şimdi? Ya da bu yaşananların gerisinde yatan ekonomi politik dinamikler neler? Bu yazıda kısa da olsa bu sorulara yanıtlar önereceğim. Detaylara girmeden önce şu hususu belirtmek istiyorum. Yaygın bir kanı, TÜSİAD’ın hukuk devleti ile ilgili yorumları nedeniyle iktidardan şiddetli bir tepki gördüğü yönünde. Bu görüşe katılmıyorum. Her ne kadar görünürde tartışma siyasi gibi görünse de, son dönemde hükümet ile TÜSİAD arasındaki gerilimin temel dinamiği siyasi değil ekonomik.

Daha somut olmak gerekirse, Türkiye’de 2013 sonrasında görülen birikim/büyüme modeli krizine nasıl yanıt verilmesi gerektiği ve bu krize karşı geliştirilecek büyüme stratejisinin ne olduğu konusundaki anlaşmazlık, iktidar bloku içindeki tartışmanın özünü oluşturmaktadır. TÜSİAD yöneticilerinin yaptığı açıklamalarda hukuk devleti ile ilgili yapılan vurgular yeni değil. Ancak yeni olan Şimşek programına eleştirilerin ilk kez yüksek sesle dile getirilmesi.

Yakın dönemde Erdoğan yönetimi ile TÜSİAD arasında iki kritik gerilim yaşandı. Bunlardan ilki 2019 baharında, ikincisi de 2021’in sonbaharında gerçekleşti. 2019’daki gerginlik yine bir TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) açıklaması üzerine yaşandı. Dönemin YİK başkanı Özilhan, Berat Albayrak koordinasyonundaki ekonomi yönetiminin vaat ettiği kemer sıkma tedbirlerinin bir türlü uygulanmamasından şikayetçiyken, Erdoğan yönetimi büyük sermayeyi hükümetin başlattığı istihdam seferberliğine katılmamakla suçluyordu.

Ancak bu gerilimin arka planında, 2018’deki döviz krizini takip eden faiz artışlarının kredi çöküşü ve firma iflaslarıyla sonuçlanması yatıyordu. Bu süreç ekonomik kriz ve işsizliğin hızla yükselmesine neden olduğunda, AKP başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirleri muhalefete kaptırmıştı. Dolayısıyla TÜSİAD’ın bastırdığı kemer sıkma önlemleri ertelenmiş olmasına rağmen AKP açısından faiz artışlarının siyasi faturası, yerel seçimlerin kaybedilmesi oldu. Bu dönemde Erdoğan yönetiminin imdadına küresel konjonktürdeki değişim........

© Gazete Duvar