menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu kadar gösteriş, bunca hamaset bunun için mi? 

16 4
31.01.2025

İstanbul’un üç büyüğünün Avrupa sınavlarından, maalesef yine hayâl kırıklığı yaratan sonuçlarla döndüğü bir geceyi daha geride bıraktık.

Galatasaray ve Fenerbahçe’nin sekiz maç sonunda elde ettikleri puanlar, onları yalnızca play-off etabına taşıyabildi. Galatasaray, Hollanda’da Ajax’a 2-1 yenilerek doğrudan son 16 turuna kalma şansını kaybetti. Fenerbahçe ise Midtjylland deplasmanından 2-2’lik beraberlikle ayrılarak kendisini play-off turuna ancak son sıradan atabildi. Her iki takımın da yolu Avrupa’da devam etse bile, “Bu kadar büyük harcamalar ve devasa maaş bütçesinin karşılığı bu mu olmalıydı?” sorusu cevapsız.

Öte yandan, Beşiktaş’ın durumu daha da içler acısı. Ole Gunnar Solskjaer yönetimindeki ilk maçta Athletic Bilbao’ya karşı alınan spektaküler galibiyet umutları taze tutsa da, Twente deplasmanında maçın hiçbir bölümünde rakibin temposuna karşılık veremeyen siyah-beyazlılar, ilk 24 takım arasında yer alamayarak Avrupa Ligi’ne veda etti.

Önümüze serilen bu tablo ise Türkiye’deki futbol ekosisteminin kronik sorunlarını net bir biçimde ortaya koyuyor ve artık hepimizin bildiği ama çoğu zaman söylemekten kaçındığı ya da görmezden geldiği temel bir noktayı yeniden işaret ediyor: Günü kurtarmak için yapılan hamleler ve “yıldız oyunculara” endekslenmiş transfer politikası, Türkiye futbolunu her geçen gün daha karanlık bir çıkmaz sokağın içinde bırakıyor.

Türkiye futbolunun en büyük sorunlarından biri, transferin bir araç olmaktan çıkıp amaca dönüşmesi. Kamuoyunda özellikle yaz transfer dönemi geldiğinde kulüplerin hangi yıldızları getireceği üzerine büyük bir heyecan yaşanıyor. Televizyonlarda saatlerce süren transfer programları, sosyal medyada milyonlarca etkileşim getiren transfer duyumları, taraftarlara yönelik manipülatif haberler derken tüm bu süreç, futbolun kendisinin önüne geçiyor.

Son yıllarda artık kış transfer döneminin de........

© Gazete Duvar