menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aynı nakarat, hep aynı, aynı: Katar-Suriye-Türkiye Doğal Gaz Hattı

59 12
15.01.2025

Suriye’de iktidar değişimi sonrasında yakın gelecek senaryoları gündeme gelmeye başladı. Bunlardan biri de Katar-Suriye-Türkiye Doğal Gaz Hattı Projesi. 2009’da gündeme gelen; ancak teknik ve ekonomik, ardından Suriye savaşı uyarınca gündemden düşen proje medyanın yeniden ilgisini çekiyor. Konu öyle büyüdü ki Katar 'bu bir spekülasyon' demek durumunda kaldı. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Majed bin Mohammed al-Ansari "Medyada bu doğalgaz boru hattıyla ilgili spekülasyonları hepimiz gördük. Bunlar medya spekülasyonundan başka bir şey değil" dedi. Peki bu proje iddiası neden gündeme geliyor? Önündeki engeller neler? Türkiye bu projenin hayata geçmesine neden sıcak bakıyor? Bu hafta bu sorulara genel küresel gaz piyasası, Avrupa piyasası ve aktörlerin tutumunu dikkate alarak yanıt vermeye çalışacağız.

Doğal gazın ticari kullanımına 20. yüzyılın ortalarında başlandı. Gözde enerji türü söz konusu dönemde petrol olduğu için doğal gaz, boru hatlarına emanet edilmişti. 1990’larda LNG’ye dönük atılım belirginleşti. Ancak bu dönemdeki LNG ithalat terminali sayısındaki mütevazı rakamlar, yeterli geminin olmayışı, olanların pahalı oluşu boru hatlarının cazibesini korumasına neden oluyordu. Artık gaz da petrol gibi taşınabiliyordu, ancak ekonomik olarak bugünkü kadar cazip değildi denebilir. 2009’da Katar-Suriye-Türkiye gaz projesinin gündeme geldiği atmosferde Rusya, Avrupa’ya Kuzey Akım Hattı’yla gaz taşıma hazırlığı yapıyordu. Artan Rusya payı, ABD’nin desteklediği Nabucco projesiyle dengelenmek isteniyordu. Yani hattın gündeme geldiği dönemde boru hatları, hâlâ cazipti ve tedarikçi çeşitlendirmesinde önemli görülüyordu.

LNG bugün doğal gazda daha baskın bir statüye sahip. Nakliye ve gazın işlenmesinin maliyeti düştü ve alternatiflerle kolaylaştı. Dünyadaki LNG ithalat terminali sayısında ciddi bir artış yaşandı. Yani LNG piyasası 2000’lerin başından farklı bir seviyede. Dahası gazın sıvı hali, nakliye kolaylığı hem üreticiler hem de tüketiciler açısından cazip fiyatlarla gaz alma ve satma imkanı yarattı, yani boru hatlarında bulunmayan esneklik LNG ile geldi.

2000’lerin başıyla bugünkü AB Piyasası karşılaştırıldığında iki ana dinamikteki değişimin üzerinde durmak gerekiyor. İlk olarak sık sık gündeme gelen Rusya’ya olan bağımlılık, ikincisi iklim hedefleri ve gaz tüketiminde azalış.

Rusya’nın Ukrayna işgali ve Rusya-Ukrayna Savaşı’yla beraber Rusya’nın AB piyasasından çıkarılması öncelikli gündem oldu. Her ne kadar Rusya, AB’ye........

© Gazete Duvar