'Çözümsüz Barış' değil 'Demokratikleşme, Barış ve Kardeşlik' süreci
DEM Parti heyeti, Önder-Buldan-Türk, Demirtaş’ı ziyaret etmek üzere Edirne F Tipi Cezaevi’ne gittiler; akabinde de açıklamalarda bulundular, soruları cevapladılar. Sırrı Süreyya Bey’i sözcü tayin etmişler galiba; en uzun o konuştu. Ne doğru bir tercih, ki belâgatin, (Bahçeli gibi) üzerinde sakil durmadığı ender -siyasetçi’den de fazlası- entelektüellerden birisidir; şaklabanlık yapmadan nüktedan olabilmek -taşı gediğine koyabilmek derler ya- ucuz mahâret değil. Sırrı Süreyya Bey sürecin gidişatına dair eleştirilerden, spekülasyonlardan mustarip: “Özellikle televizyonlarda bu konuda spekülasyon yapılıyor; sürecin şeffaf yürümediğine dair eleştiriler var… ‘Daha ne geziyorlar!’ şeklinde serzenişler var… bunlara gerek yok; bunlar, gelmekte olan barışa hizmet eden şeyler değil.” diyor. Haklı olduğu yerler de yok değil; çok: “40 yıldır süren bir şey, boyacı küpü değil bu, daldırıp çıkarasın.” Üstelik “…süreci ifsâd edecek… bir tutum içine gir[ilmesini] gerektirecek bir şey [de] yok[muş]” Handiyse, diyesi ki -yıllar, yıllar öncesinde Ferdi Tayfur’un oynadığı reklam filmindeki gibi, “Mobile güven, gerisini merak etme sen”
Kusura bakma Usta -ne yazık ki- süreç şeffaf değil; bir “süreç” var mı yok mu o bile belli değil; bunu söyleyeni “sürece fesad karıştırmakla” (ifsâd etmekle) itham etmek ise pek bir Bahçelivârî. Önder lâtif bir hatip, nâzik bir adam; vesselâm. Öteki gibi, “Bizi eleştirenler alçaktır ve şerefsizdir!” falan diyecek değil ya! Öteki… Unutmadan; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi [istinaf], Bahçeli’ye “Bunadı!” diyen sosyal medya kullanıcısına Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği cezayı bozmuş; Sosyal medya kullanıcısının “…ifadesi[nin] rahatsız edici nitelikte ise de katılanın onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici nitelikte olmayıp kaba, nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olması dikkate alınarak hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı” kanaatine varmış. Neyse, yine konuyu dağıtmayayım.
Sırrı Süreyya Bey açıklamalarına şöyle devam ediyor ve şu an bu sorunu “…çözerse iki taraf[ın] çözeceği[ni]… eğer bu fırsatı da kaçırırsak 72 taraf[ın] bu işe müdahil olaca[ğını]” da not ediyor. “Barışın kaybedeni[nin] olma[yacağını] bunu hiç aklımızdan çıkarmamamız gerek[tiğini]”de eklemiş sözlerine.
Sırrı Süreyya Bey’e göre “…kamuoyunda sıklıkla çözümle barış kavramları birbirine........
© Gazete Duvar
