Fırsat eşitliği, erken çocukluktan başlıyor
“Yaşamın Başlangıcı” (The Beginning of Life) isimli Brezilya yapımı belgeseli izlediniz mi? Henüz izlemediyseniz tüm kalbimle tavsiye ederim.
Bundan tam on yıl önce yayınlanan ve altı bölümden oluşan bu yapım, dört kıtadan ebeveynlerle ve uzmanlarla yapılan röportajlarla adeta bir bilinç sıçraması yaşatıyor. Çocuğun doğduğu andan itibaren, özellikle de 0-3 yaş aralığında, beyin gelişiminin nasıl şekillendiğini, duygusal zekâsının nasıl inşa edildiğini ve özsaygısının temellerinin nasıl atıldığını gözler önüne seriyor.
Bernard Van Leer Vakfı ve UNICEF’in katkılarıyla hazırlanan belgesel, bilim ve duygu ekseninde bizleri erken çocukluk eğitimiyle ilgili sarsıcı gerçeklerle buluşturuyor.
Aile ve çevrenin bu süreçteki etkisini hem bilimsel hem de duygusal bir bakış açısıyla işleyerek izleyicisine derin bir farkındalık sunuyor.
Bugün artık biliyoruz ki, erken çocukluk eğitimi ve bakımı (EÇEB), bireyin bugününü ve geleceğini şekillendiren en kritik basamaklardan biri. Yaşamboyu öğrenme sürecinin de, gelecekteki eşitsizliklerin azaltılmasının da, kadının işgücüne katılımının güçlendirilmesinin de temelleri bu dönemde atılıyor.
Çünkü fırsat eşitliği sağlanmadığında eğitimde küçük farklar zamanla dev uçurumlara dönüşüyor ve bu eşitsizlik hali nesiller boyu aktarılıyor.
Son dönemde bu konuda OECD ve Avrupa Birliği çapında atılan adımlar hızlandırılmış durumda. Bu konuda uzun yıllardır kıymetli çalışmalarda bulunan Van Leer Vakfı, kısa süre önce “Erken Çocukluk Önemlidir” başlıklı yıllık dergisini yayımladı.
Bu çalışmada, ebeveynlerin ve küçük çocukların bakımını üstlenen kişilerin ihtiyaçlarının, kamuoyunda ve politika yapım süreçlerinde çoğu zaman görünmez ve duyulmaz kaldığı gerçeğinden hareketle şu soru soruluyor: Artan baskılarla karşı karşıya kalan, aşırı çalışan ve destek sistemleri giderek zayıflayan ebeveynler için daha iyi çözümler üretmek mümkün mü?
33 etkileyici katkıyla hazırlanan bu dergi, herkesin daha şefkatli bir toplum inşa etmede ve ebeveynler etrafında yeniden bir destek ağı oluşturmada oynayabileceği rolü gözler önüne seriyor. Nörobilimcilerden şairlere, mimarlardan travma uzmanlarına kadar birçok öncü ismin rehberliğinde, ebeveynler ve bakım verenler için anlamlı çözümler sunan cesur ve pratik yaklaşımlar ele alınıyor.
Kapsayıcı, erişilebilir ve yüksek nitelikli erken çocukluk eğitimi ve bakımı için birbiri ardı sıra rapor hazırlanıyor; politika önerileri getiriliyor; hedefler belirleniyor ve peyderpey hayata geçiriliyor.
Avrupa Eğitim Bilgi Ağı Eurydice’in yeni yayımladığı “Avrupa’da Erken Çocukluk Eğitimi ve Bakımı ile İlgili Temel Veriler” raporu, geçtiğimiz on yılda erken çocukluk eğitimi politikalarında yaşanan değişimleri ve bu değişimlerin sonuçlarını mercek altına alıyor.
Eurydice, Avrupa Komisyonu ve üye ülkelerin ortak girişimiyle 1980’de kurulan bir eğitim bilgi ağı. Amacı da eğitim politikalarına dair kıyaslanabilir, sürdürülebilir ve güvenilir veri üretmek ve bu konuda Avrupa çapında daha kolay bilgi paylaşımı sağlamak.
Bu rapor, 27 AB üye ülkesinin yanı sıra Türkiye dahil 10 aday ülkeyi de kapsıyor. Veriler ise, ilgili ülkelerin bakanlıkları ya da eğitimden sorumlu birimleri tarafından iletiliyor.
Çalışma, pek çok Avrupa ülkesinin okul öncesi eğitim ve bakım hizmetlerine........
© Gazete Duvar
